TC ile sıkıntısı, anayasadan "Türk" kavramını çıkarmak istemesi,andımızın kaldırılması derken son gelişme netlik "çözünürlüğünü" artırdı...
This is default featured slide 1 title
Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.This theme is Bloggerized by Lasantha Bandara - Premiumbloggertemplates.com.
This is default featured slide 2 title
Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.This theme is Bloggerized by Lasantha Bandara - Premiumbloggertemplates.com.
This is default featured slide 3 title
Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.This theme is Bloggerized by Lasantha Bandara - Premiumbloggertemplates.com.
This is default featured slide 4 title
Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.This theme is Bloggerized by Lasantha Bandara - Premiumbloggertemplates.com.
This is default featured slide 5 title
Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.This theme is Bloggerized by Lasantha Bandara - Premiumbloggertemplates.com.
30 Kasım 2013 Cumartesi
Şuursuz akpnin şuursuz çakalı...
TC ile sıkıntısı, anayasadan "Türk" kavramını çıkarmak istemesi,andımızın kaldırılması derken son gelişme netlik "çözünürlüğünü" artırdı...
Türk hükümeti bu skandalı duyunca ne tepki verecek?

Somali’nin ilk kadın bakanı olan Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Fevziye Yusuf Adem, İstanbul aktarmalı Belçika THY uçağına bir Somalili kadını vizesiz bindirmek isteyince bakanla ilgili şok edici gerçekler ortaya çıktı.
29 Kasım 2013 Cuma
Deliller Arkadan Gelir!!!
Redhack soruşturması kapsamında ikinci kez gözaltına alınan Taylan Kulaçoğlu tutuklandı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü operasyon kapsamında daha önce serbest bırakılan Kulaçoğlu savcılığın itirazı üzerine yeniden gözaltına alınmıştı.
Bugün Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'na sevk edilen Taylan Kulaçoğlu nöbetçi mahkemece tutuklandı. Kulaçoğlu'nun soruşturmanın yürütüldüğü Ankara'ya götürüldüğü öğrenildi.
Redhack'in intikamı ağır oldu
Redhack soruşturması kapsamında daha önce gözaltına alınan ve serbest bırakılan Taylan Kulaçoğlu tekrar gözaltına alındı.Gözaltı haberinin duyulması üzerine sosyal medyada kampanya başlatılırken bir tepki de Redhak'ten geldi.
Konu ile ilgili Twitter'dan açıklama yapan Redhack, ayrıca AKP Ordu sitesini AKP Pendik ve Esenler Twitter hesaplarını hack'ledi.
Redhack hacklediği AKP Ordu sitesinden ve Twitter hesaplarından şu mesajları yayınladı
Redhack ayrıca Twitter'dan şunları yazdı:
"Delillerin tam anlamıyla toplanamamış olup..." demişler ve almışlar Taylan'ı. Sen şimdi yaratırsın sen delilleri kılıfçı ADAlet.
Zulmün elinden nice suçsuz , günahsız insanları çekip aldı bu halk. Taylan'ı da yalnız bırakmayacağız. Masumiyet Korkusuzdur.
İhbar ediyoruz, biz buradayız gelin alın @EmniyetGM Pardon yanlış adres siz ancak masumları alırsınız.
"Bu sistem zulüm üretiyorsa ve zulmün çarkından bir kişiyi alıyorsak bize kardır. Taylan'ı alacağız. Halkız, Haklıyız..."
Demek ki artık suçsuz insanları zulüm yöntemlerinizle alacaksınız.Biz de anladığınız dilden konuşacağız.
Suç yok, delil yok, ama buna rağmen insanların esir edildiği tek ülke benim ülkem. AKP'ye rağmen seveceğiz seni.
Masumlar tutuklanmamak için palayla mı dolaşmak zorunda bu ülkede ?
"Hep öyle yaptınız , taşları bağlayıp köpekleri saldınız bu ülkede"
Ayak Göbek Ağız !!!
Zekâ ile başarı ve zenginliğin ters orantılı olduğu bir ülkede yaşıyoruz ne yazık ki. En alttan başlar genelde ve yukarı doğru çıkar: ayak, göbek, ağız. Biraz yukarı çıkarsan ne var? "beyin" boş ver onu konumuz o değil... Ayağını iyi kullanıyorsan çok zenginsindir. Göbeğini iyi kullanıyorsan milyonlar izler. Sesini iyi kullanıyorsan eğer hayranların senin için kendilerini parçalar konserlerde, TV başlarında. Ama beynini kullanıyorsan hiç kimse tanımaz, dinlemez, bakmaz bile. Futbolcunun maç başına aldığı parayı üniversitedeki profesörün on yılda aldığı bir memleket bizimkisi. Yılbaşında sahneye çıkan yırtmacı derin sanatçı 70 milyar alırken, 28 sene sonunda emekli maaşı olarak 25 milyar alan babamın memleketidir burası. Gözümüz yok Allah daha çok versin, nede olsa o gece ülke için önemli bir başarıya imza atmıştır sanatçımız, nesiller boyu konuşulacak bir buluş sergilemiştir. Bu sanatçının bir gecede kazandığı paraya hiç olmazsa ulaşma imkânımız var; babam 56 sene daha çalışsaydı elde edebilirdi ne de olsa. Ama o futbolcular öylemi? Ne elli ne yüz; çok çalışman gerek baba çok... Milyon dolarlardan bahsediyoruz burada.
İspanya devlet başkanı Franco'ya muhabir sormuş bir zamanlar: " bu insanları bu krize, işsizliğe, bunalıma rağmen nasıl yönettiniz?" diye. Devlet başkanı ise: " yüz bin kişilik üç tane beşik yapıp sallayarak" demiş. Ne kadar dâhiyane değil mi? Statlar ve orda avutulan bir topluluk. Ağlayan çocuğu susturmanın en basit ve herkesçe bilinen yoludur. Ağlayan, sızlanan, halinden memnun olmayan bebekleri...
Hazır konu açılmışken buradan sevgili öğrencilerime de selam göndermek istiyorum. Sevgili öğrencim adın önemli değil. Sen renklerine gönül verdiğin takım var ya, hani cebindeki son parayı bilete verip, yenilgisine üzülüp ağladığın takım... Sen mağlubiyete üzülürken, işte o takımın kaptanı meşhur sevgilisiyle, boğazın en lüks eğlence mekânında içkilerini yudumluyor olacak. Ve az sonrada 600 bin dolarlık arabası ile villasına gidip sevgilisiyle senin paranın "vergisini" ödeyecek. Sense önümüzdeki hafta nasıl denkleştirebilirim bilet parasını diye kara kara düşüneceksin. Bağır kardeşim bağır sesin kısılıncaya kadar bağır, sakın söz söyletme takımına olur mu? Memleket soyulsun, askerlerin vurulsun, baban işsiz kalsın, kardeşin aç uyusun ne önemi var. Bu hafta fikstürde bir sıra yükseldi ya takımın gerisini boş ver. Bu maçı unutup önümüzde ki maçlara bak sen.
Durum ortada, beyinsizlerin cirit attığı bir medya, düşünen, üreten bir şeyleri değiştirme çabasındakilerin esamesinin bile okunmadığı bir ortam. İşin enteresan tarafı da bu işte... Herkesin aynı görüşte olmasına rağmen değişen hiçbir şey yok. Magazin yine zirvede, Hülya Avşar'ın selülitleri, Jennifer Lopez'in kalçaları, Seda Sayanın 248. eşiyle yaptığı düğünün görüntüleri, Petek Dinçöz'ün ayrıldığı eşi, Acun'un genç sevgilisi, askerlikten çürük raporuyla yırtıp, Hakkâri dağlarında terörist avlayamıyorum, bari Bodrum sahilinde genç kızları avlayım diyen Şahan'ın yeni sevgilisi
Memlekette akla değer veren yok madem,
Aklı az olanın parası çok madem,
Getir şu şarabı, alsın aklımızı,
Belki böyle beğenir bizi âlem.
(Ömer Hayyam)
Ömer YILDIZ
*
DİPNOT:
Televizyon bize; "Bak işte! Her şey güllük gülistanlık" diyor ve ekliyor: " Füze kalkanı senin neyine! eşbaşkanlık neyine Bak füze kalkanı bop diyenler hapsi boyluyor Sen sus ve dizini izlemene bak
Dizilerdeki Tüm bu karmaşaya rağmen, körü körüne yanlışa tutunanlar unutmamalıdır ki kaybedecek hiçbir şeyi kalmamış insan, dünyanın en tehlikeli silahıdır! Zira para yüzünden aile katliamlarının artması bu yüzdendir.
Halk, kendini bir türlü ekranlarda göremiyor Zira İş arıyorum iş diye sokak sokak gezenler akşam eve geldiklerinde Bugün ne giysem saçmalığı ile karşılaşıyor
Gerçek şudur:Güne kadın programları ile başlayıp geceyi dizi ve televizyon programları ile bitiren insanlarımız kitlesel bir uykuya yatırılmıştır Bu durum en çok 'küresel efendilerin' işine gelir Zira bu yolla gerçek gündemden uzaklaşan kitleler tepki göstermez ve çevresinde neler olup bittiği ile ilgilenmezler
Halk göremesin diye ekonomik ve kültürel ortam hazırlandı. Zaten 300 milyar Dolar kredi kartı borcu ile yaşamaya çalışan, televizyon dizileri ve artık her gün yapılan maç yayınları ile meşgul edilen halk, sanal alemde olup bitenlerle futbol dünyasının tartışmalarına, kendi kişisel sorunlarından daha fazla zaman ayırmaktadır.
28 Kasım 2013 Perşembe
İşte Recep'i Adalet Divanı'na götürecek iki belge !!!

Uluslararası Adalet Divanı Birleşmiş Milletlerin yargı organıdır ve uluslararası teröre yataklık dahil pek çok konuya bakar.
El Kaide de malum dünyanın en cani terör örgütüdür.
Bu iki hatırlatmayı yaptıktan sonra somut iki belge sunalım:
Birincisi Konya'da yüklediği 931 adet havan mermisi ile yakalanan TIR şoförü L.K'nın mahkeme tutanaklarına giren ifadesidir.
Buna göre Tayyip Erdoğan, El Kaide'ye yapılan bu silah sevkiyatından haberdar çünkü taşınan havan mermileri MİT ve jandarmanın bilgisi dahilinde ve onların gösterdiği adreslere teslim edilmiş.
Aynı şekilde Jandarma işin içinde olduğundan Genelkurmay da haberdar ve onlar da El Kaide'nin silah tedarikçisi konumunda.
Tablo bu olduğundan ve bu durum mahkeme tutanağına girdiğinden Tayyip Erdoğan'ın terörist El Kaide'ye yardım yani ona silah temin etmekten Uluslararası Adalet Divanında yargılanmasının önü açılmış oluyor.
İkinci belge ise Avrupa'daki Türklerden Mısır halkı için toplanan paraların Türkiye'nin Kahire Büyükelçisi Hüseyin Avni Botsalı tarafından ihtiyaç sahibi olan halka değil de yasa dışı örgüte teslim ettiğinin Mısır istihbaratı tarafından belirlenmesidir ki sınır dışı edilmesinin gerçek nedeni de budur.
NOT: Tayyip Erdoğan'ın "ulan" aşağılamasına susan akilli Kadir İnanır'ın lakabı bundan böyle "Ulan Kadir" olmalıdır.
Gökçek'ten vazgeçemez çünkü...
Tayyip Erdoğan'ın Melih Gökçek'i Ankara'da beşinci kez aday yapması risk zira doğal yıpranma diye bir şey var.
Peki Erdoğan buna rağmen Gökçek'i niye mi aday yaptı?
F Tipi cemaat ile birleşip yeni bir siyasi oluşuma kalkışır korkusuyla!
Erdoğan hırsı, enerjisi ve türlü imkanları olan Melih Gökçek'in karşısında konumlanmasının sebep olacağı olumsuzlukları düşünerek onu yeniden aday yapıp yanına aldı ve tıpkı Numan Kurtulmuş misali kendini siyaseten vurabilecek potansiyelli bir lider adayını bu şekilde etkisizleştirmiş oldu.
Baykal'a yapılan kaset operasyonu, Bahçeli'nin rehin edilmesi ve Kurtulmuş ile Gökçek'in lider adayı olarak sıfırlanması siyaset mühendisliğinin tezahürleridir.
MHP aday bulamıyor!
Şaka yapmıyorum MHP pek çok yerde aday bulamıyor.
Sadece belde ve ilçelerde değil pek çok ilde bile göstermelik ve sıradan isimler aday yapılıyor.
En dramatiği İstanbul ve İzmir gibi metrollerde adaylığa adı geçen tek bir ismin bile olmaması.
Meral Akşener, Bahçeli İstanbul adaylığı için kendine böyle bir emrivaki yapmasın diye çırpınıyor.
Keza Oktay Vural, İzmir bağlamında aynı endişeyi taşıyor.
MHP Genel Merkezinde adaylık için bırakın anket çalışması istişare bile yok zira genel başkan yardımcıları birbiriyle küs ve bir araya bile gelemiyor.
Sıradan isimlerin aday yapılmasına tepki gösteren örgütler ise son olarak Mersin örneğinde olduğu gibi anında fesh ediliyor.
Evet Bahçeli'nin MHP'yi getirdiği nokta budur ve heyhat ülkücüler bu dramatik tabloyu koyun misali hala seyrediyor.
Emine'nin fedaileri!
AKP güruhunun Kamer Genç'in Emine Erdoğan bağlamındaki itirazlarını istismar etmelerini anlarım zira dersane tartışması AKP'i sarsıyor ve gündem değişsin diye çırpınıyorlar.
Peki ya o iki arkadaşa ne demeli?
Dün sabah CNN Türk'ü açtım aman Allahım bir sahiplenme ve bir hücum ki sormayın.
Hem Metehan Demir hem de Hakan Çelik adeta Emine Erdoğan'a fedai olurken Kamer Genç'i asmaya kalktılar.
Kusura bakmasınlar ama o tutumları gerçekte bir hanımı sahiplenmekten ziyade Tayyip Erdoğan'a yalakalık ve yaranma tavırlarıdır zira Kamer Genç, Emine Erdoğan'ın kadınlığını değil onun devletler arasında resmi bir karşılığı olmayan davranışlarını sorgulamıştır ki demokrasilerde böyle şeyler olağandır.
Sadece Metehan ile Hakan değil, durumdan yalakalık çıkaranlar bilsinler bu tutumları kayda girmiştir.
Nihayet Ağızlarından Baklayı Çıkardılar!!!
Haremlik selamlık uygulamasından öte, yeni öğretim yılında kızların okulları ayrı, erkeklerin okulları ayrı olacak…
Bu konuda dersaneleri denetlemenin mümkün olmayacağı sebebiyle kapatılmalarına karar verildi.
Tayyip’in hazırladığı yeni anayasa da yolda…
Kürt-İslam devleti geliyor…
Hem de gümbür gümbür…
Akp'ye Mektup Var !!!
27 Kasım 2013 Çarşamba
Hükümet Kadın Rolüne Soyundu
Hükümet kadın emine erduvan olaydan sonra Kamer GENÇ kendisini rezil etti dedi...
ASIL rezil eden kim hükümet kadın rolüne soyunan emine erduvan.
Şimdi hükümet kadın dedik diye iyice havalanır. Neyse Siz anladınız olsa olsa ne olur...
Japonya Milli Günü Resepsiyonu'nda hükümet sözcüsü emine erduvanın konuşması sırasında Kamer Genç bu durumun kabullenilemeyeceğini söylemesi üzerine Sözde yanaşma bakan ve aynı zamanda emine erduvanın koruması tamer yıldız Kamer Genç'e müdahale ederek dışarı çıkarılmasını istedi.. İşte O anlar...
Hükümet kadın emine erduvan olaydan sonra Kamer GENÇ kendisini rezil etti dedi...
ASIL rezil eden kim hükümet kadın rolüne soyunan emine erduvan.
Kamer GENÇ : "SEN HANGİ SIFATLA KONUŞUYORSUN" DEDİ..." HELAL OLSUN SANA KAMER GENÇ.
BU HAİNLERİN HAKKINDAN ANCAK SEN GELİRSİN. boşbakanın karısı DEĞİL DE, HÜKÜMETİN BAKANI HÜKÜMETİN BAKANIDA boşbakanın karısının KORUMASI SANKİ !!
Utanmadan gerizekalı başta Türkiye Gazetesi ve diğer çıkarcı ve erduvanın gıçının kılı medya Haklı olduğu halde KAMER GENÇ e yükleniyor ancak sizin okurlarınız yer bu durumu onlarında zeka seviyesi belli zaten.
25 Kasım 2013 Pazartesi
Büyük Şehir Belediyesi Bilgisayar İşletmenliği Kursu
24 Kasım 2013 Pazar
Abdurrahman Dilipak ve Bebek Katili Akrabalığı

AKP'de Üç Vekile İnce Ayar
AK Parti Grup Başkanvekillerinin önceki akşam dershanelerin kapatılmasına karşı çıkan açıklamalar yapan vekillerle ayrı ayrı görüştüğü öğrenildi...
AKP dershanelerin kapatılmasına karşı çıkan açıklamalar yapan vekiline “sözlü” uyarıda bulunuldu.AK Parti Grup Başkanvekillerinin önceki akşam dershanelerin kapatılmasına karşı çıkan açıklamalar yapan Grup Disiplin Kurulu Başkanı Karaman Milletvekili Mevlüt Akgün, Burdur Milletvekili Hasan Hami Yıldırım ve Manisa Milletvekili Muzaffer Yurttaş ile ayrı ayrı görüştüğü öğrenildi. Edinilen bilgiye göre görüşmelerde milletvekillerine basına yansıyan taslak üzerinden açıklama yapmalarının doğru olmadığını ifade edildi, yanlış bilgiler üzerinden değerlendirme yapmamaları istendi. Parti disiplini çerçevesinde yetkili kurullarda her türlü görüş, eleştiri ve önerinin ifade edilebilecekleri anımsatılan vekillere “Farklı düşünebilirsiniz. Ancak hakaret boyutuna varan eleştiriler, partiyi küçük duşürücü açıklamalar asla mazur görülmez” mesajı verilerek, açıklamalarına dikkat etmeleri uyarısı iletildi.
Eleştiri Değil Hakaret
VATAN’ın sözkonusu milletvekilleriyle ilgili resmi bir disiplin süreci başlatılıp başlatılmayacağı sorusu üzerine şu aşamada buna ihtiyaç olmadığını söyleyen AK Partili kurmaylar, “Milletvekilleri bir konuda farklı düşüncede olabilirler, eleştirilerde bulunabilirler. Ancak İdris Bal örneğinde karşı karşıya olduğumuz eleştiri değil, hakaret ve iftiradır. İdris Bal, farklı düşündüğü için değil Başbakanımıza ve partimize hakaret ettiği yakışıksız benzetme ve ithamlarda bulunduğu için ihraç istemiyle disipline sevk edilmiştir” vurgulamısını yaptılar.
Grup Kararı Almayız
AK Partili kurmaylar bütçe görüşmeleri sonrası Meclis gündemine geleceği belirtilen dershaneler tasarısının Genel Kurul’daki oylaması için bağlayıcı grup kararı alınıp alınmayacağına ilişkin soru üzerine de, “Hayır. Biz bugüne kadar hiçbir yasa için böyle bir bağlayıcı grup kararı almadık. Buna ihtiyaç duymadık” yanıtını verdiler.
23 Kasım 2013 Cumartesi
Okyanus Ötesi Operasyon!!!

Cemaat AKP'yi Deniz Baykalı vurduğu taktik ile vurmaya hazırlanıyor!
Cemaat AKP'li yöneticilerin özel hayatlarına ilgili belgeler paylaşacak.Uzun süredir devam eden Cemaat-AKP savaşı, dosya savaşlarına dönmek üzere. Cemaat AKP'li yöneticilerin yolsuzluk dosyaları ve özel hayatlarına ilişkin görüntüleri yayınlamak için düğmeye bastı. Cemaat yapacağı bu operasyonu Taraf Gazetesi'nin muhabiri Mehmet Baransu'ya yaptıracak. Mehmet Baransu için bir haber sitesi açılacağı, buradan AKP'li yöneticilerin yolsuzluk dosyaları ve özel hayatlarına ilişkin görüntülerin paylaşılacağı öğrenildi.
Bu iddiaların sahibi ise AKP Hükümeti'ne ve MİT'e yakınlığı ile bilinen sontv sitesinin editörü Ömer Adıyaman’a ait.
Ömer Adıyaman twitter’da şunları yazdı:
“1- Mehmet Baransu ve Emre Uslu 'Tape'leri yayınlayacağı siteyi 1 Aralık'ta açacak. O sitelere AK Parti içinden destek veren isimler de var.
2- Arena'da Mehmet Baransu olacak. Uslu gölgede kalacak. Baransu'yu finans edecek kişilerin listesi bende mevcut. Zamanı geldiğinde paylaşacağım.
3- Baransu bu sitede AK Parti'li bürokratların özel hayatlarını ifşaa etme operasyonu düzenleyecek.Tape'lerin geleceği yeri de siz tahmin edin”
Kaynak : SansursuzHaberCom
22 Kasım 2013 Cuma
Fazla Söze Gerek Yok...
Hele bir de zaman onu haklı çıkarır da her sözü somutlaşırsa...
Hükumetin gündem değiştirme tuzağına düşmüyoruz, Diyarbakır'da yaşananlardan dikkatimizi dağıtma amaçlı kızlı-erkekli eğitim tartışması tuzağına gelmiyoruz, gözlerimizi ve dikkatimizi "ihanet ve bölünme" sürecinden çevirmiyoruz...
BİZ HALA BURADAYIZ...
Hulki CEVİZOĞLU
20 Kasım 2013 Çarşamba
Kürt Sorunu
KÜRT SORUNU : YIL : 1966 BARZANİ ŞÖYLE DİYOR “2. HEDEFİMİZ TÜRKİYE”
BARZANİ’YE EVET....25/07/2010 AKP, yüz yıllık kürt planına teslim oldu.
Baba Barzani, “Hedef Türkiye ama henüz erken!” demişti; oğluna her taviz verildi, sadece ‘toprak’ kaldı!
ABD-İngiliz planında finale doğru
Ekim 1920’de ABD Başkanı Wilson’ın çizdiği ve gerçekleşmesi için İngilizlerin de 100 yıldır çaba harcadığı ’Kürt haritası’na çok az kaldı. 29 Eylül 1966 tarihli Yeni İstanbul’a manşet olan baba Barzani’nin hayaline, AKP’nin peş peşe verdiği tavizlerle oğul Barzani ulaşmak üzere...
Çapulcu 8 il istiyor, iktidar bakıyor
44 yıl önce “Irak’tan sonra 2. mücadele cephemiz Türkiye olacak fakat henüz erken” diyen Molla Mustafa Barzani’nin sözleri sonrası Dışişleri Bakanlığı tahkikat başlatmıştı. AKP ise oğul Mesud Barzani’nin Türkiye, İran ve Suriye’den toprak istemesine çıtını çıkarmıyor!
Baş tacı ettiler
DIŞİŞleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, ’Kürdistan’ı tanıma yolunda dev adımlar attı. Sözde başkent ’Erbil’i ziyaret eden ilk Dışişleri Bakanı’ unvanına sahip Davutoğlu, “Kürdistan Başkanı” olarak davet ettiği Barzani’ye “Kak (ağabey)” diye hitap etti.
Önce babası...
Lozan’ı bir türlü hazmedemeyen emperyalistler onlarca yıl Mustafa Barzani’yi piyon olarak kullandı. Baba Barzani 1966’da “2. hedefimiz Türkiye’dir” dedi, Güneydoğu illerimizi “kürdistan” diye gösterdi.
Şimdi de oğlu
BabasInIn “Ancak henüz erken” dediği Türkiye’yi parçalama projesini şimdi oğul Barzani, hem de AKP iktidarıyla kol kola uyguluyor. Irak’ın kuzeyine çöreklendirilen çapulcubaşı, Türk topraklarını sahiplenmeye kalktı.
İlk desteği Abdullah Gül vermişti
23 Mart 2009’da Bağdat’ı ziyaret eden Cumhurbaşkanı Gül, uçakta gazetecilere Irak’ın kuzeyi için “Kürdistan” ifadesini kullanarak peşmergeye destek çıktı.
Asıl hedef yeni Yahudi devleti
İsrail’in de desteklediği ‘Bağımsız Kürdistan’ projesinin nihai hedefiyse Yahudi aşiretten gelen Barzani eliyle Orta Doğu’ya İsrail’den sonra 2. Yahudi devletini kurmak.
Salim YavaŞoĞlu’nun haberi
19 Kasım 2013 Salı
KÜRDİSTAN...
El ele oturdular...
Bu parmaklarını öbürünün parmaklarına geçirdi...
Öbürü de parmaklarını bunun parmaklarına doladı...
Dolayınca...
Diğeri bacak arasından elini sokup öbürünün tek ayağını kucağına aldı...
Bir süre öyle, üç ayak aşağıda bir ayak yukarıda oturdular...
*
Diyarbakır’daki “barış sürecini” anlatıyoruz...
*
Ağlama kısmı...
“Ah diyorum ah... O da (Ahmet Kaya) burada olsaydı ah...” dediğinde törenin ağlama kısmına geçildi...
Durup dururken ağlamakta üç iddialı isim oradaydı:
İbrahim Tatlıses...
Bülent Arınç...
Emine Erdoğan...
Bülent Arınç ilk “fırt” ile önde başladı... Emine Hanım ona eşlik ederken... İbrahim Tatlıses iki “fırt” bir büyük mendil ile öne geçti...
*
Medya...
Diyarbakır’a giden gazetecinin basının işlevi konusunda yapacağı iki iş vardır:
Bir; poşu bulup dolamak...
İki; mendil bulup oynamak...
Gazetelerde daha çok elinde mendil, oynayan gazetecileri görmeniz hiç de rastlantı değildir... Uçaktan elinde mendil, oynaya oynaya inenler var...
Mesleki açıdan haber atlatmak değilse bile, halay atlatmak diyelim...
*
Başbakan’ın “Kürdistan” gezisinde protokol ve medya karşılaşırlar tabii ki zaman zaman...
Protokoldekiler birbirlerini kucağa aldıkları için, yuvarlana yuvarlana Kale Kapısı istikametinden gelirken...
Medya mendil ile oynaya oynaya Dağkapı yönüne gitmektedir...
*
Ne oldu diyor hâlâ Diyarbakır’da...
“Kürdistan” ilan edildi...
Devletin dilinden...
Daha ne olsun?..
Onlar anladılar, konuklarını “Kürdistan’a hoş geldiniz” diyerek karşıladılar, haritasını bile yayımladılar da...
Sen niye anlamıyorsun?..
*
Anlamayan salak kaldı mı?..
*
Nasıl anlatılır daha?..
Hâlâ anlamayan varsa...
İzninizle...
Biraz oynayıp geleyim...
***
(Cumhuriyet - 19\11\2013)
Marmaray Su koyuverdi
soL'un elde ettiği görüntülere göre, Marmaray'daki kuzey kısım, alt 10. segmentte su kaçağı bulunuyor. Diğer kaçak ise, yine kuzey kısım segment 13'te.
İşte o inanılmaz ihmalin görüntüler
Şehitler öldü, vatan bölündü !
Ama geçen cumartesi (16 Kasım 2013), şehitler öldü, vatan bölündü!..
‘Amed’de(!) düzenlenen törenlerde ‘T. C.’ Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, resmen ‘Kürdistan’ sözünü kullandı, vaktiyle kendisine TV’ler önünde “Has…tir” diyen PKK hamisi Baydemir ile el ele tutuştu.
Düğün evinin kamberi ise, atasından beri Türkiye’de gözü olan Barzanilerin son temsilcisi Mesut Barzani idi!
Ben, “Tüm bunlara karşı, ilk milli hükümet döneminde Ankara’mızın adı Atatürk olsun” diye boşuna öneride bulunmamıştım.
Onlar, daha şimdiden Diyarbakır’ın adını Amed yaptılar.
“Ağacın dalları nerenize battı Eyy Başbakan? Hastirin diyorum, hastirin” diye bağıran Diyarbakır Belediye Başkanı Baydemir, Barzani’ye ‘Amed Kitapçığı’ armağan etti.
Hep birlikte, -bu gelişmeler karşısında tırnaklarını yiyen- İmralı’daki Öcalan’ı da kutsayarak, onu biraz sakinleştirmeye çalıştılar.
Şehitler öldü, vatan bölündü!..
***
Barzani, Diyarbakır Belediyesi’ni ziyaret ederken:
“Amed’e barış için geldik” dedi, şehitler bir kez daha öldü!

“Sayın Öcalan’ı ve Erdoğan’ı kutluyoruz…”
Şehitler cennet mekânında yan döndü!
***
İşine gelince, “Ordu peygamber ocağıdır” de, sonra peygamber filan dinleme, orduyu yok et!
İşine gelince, “Kur’an’ı Kerim’de Allah buyuruyor. Şehitler ölümsüzdür. Biz onları öldü sanırız ama onlar ölmez” de, sonra şehitlerin kemiklerini sızlat!
İşine gelince “Bir vatan, bir bayrak” de, sonra vatan içinde başka vatan oluşturmaya çalış!
***
Hiçbiri tesadüf ya da yanlış anlaşılma değil.
Hepsi bilinçli.
Ne dedi, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay?
“Erdoğan’ın Kürdistan adını kullanıp kullanmamasını çok tartıştık ve sonunda bilinçli kullandık. Bu ifade uluslararası alanda kullanıyor ama Türkiye’de kullanılmıyordu. Türkiye rahatlıyor, çözüm süreci ilerliyor!”
Rahatlayan Türkiye değil ama evet birileri çok rahatlıyor.
Türkiye’nin çözülme süreci ilerliyor, şehitler bir kez daha ölüyor, vatan bölünüyor !

17 Kasım 2013 Pazar
Akp Kanunu Teröristle Omuz Omuza!!!

Soldaki ise (SÖZDE)Türkiye İçişleri Bakanıdır.İç güvenlikten sorumludur(SÖZDE)..
Varın siz düşünün...
TÜRK BAYRAĞI TAŞIYANLARA GAZ ..KURŞUN ..TAZYİKLİ SU... BUNLARIN NE OLDUĞUNU HALA ANLAMAYAN VARSA O DA BUNLAR GİBİDİR .....
ALLAH mı? Terörist Recebin Kahramanları mı?!!!
KANSIZLAR BUNA NASIL YORUM YAPACAKLAR
16 Kasım 2013 Cumartesi
Allah Muhafaza-kâr Parti…
*
Son on günün bilançosuna bak:
- Karşı devrimin simgesi türban kamuya girdi…
- Andımızı okuyan öğrenciler gözaltında…
- Türbanlı milletvekilleri alkışlarla Meclis’e geldiler…
- Atatürk’ün ölüm günü zihniyetin en önde gelen gazetesi tam sayfa “Olmasaydı da olurduk” diye ilan yayımladı…
- Tekke ve zaviyelerin serbest bırakılması için kanun teklifi verildi…
- Başbakan öğrenci evlerini hedef gösterdi…
- Polis öğrenci evlerini basmaya başladı…
- THY uçaklarında ilk ezan okundu…
- Polis, arabasına Atatürk posteri asanı durdurup sökmek istedi, toplanan yürekli insanlar izin vermediler…
*
Sadece on günde bunlar oldu…
On yılda olanlarla çarpın…
*
Bir kara bulut gibisin…
Çöktün Türkiye’nin üzerine…
Ufuk çizgisi zifiri karanlık…
*
Muhafazakâr demokrat partiymiş!..
Neren demokrat?..
Sadece dinin emirlerini demokrasi sınırının içinde muhafaza edip… Geri kalan ne varsa tekmelemek midir “muhafazakâr demokrat” olmak?..
Çağdaş yaşam, ifade özgürlüğü, laik eğitim, evrensel hukuk…
Kadın, genç, çocuk…
Ne varsa…
Tümünü düşman sayıp, sadece yobazlığa yol vermek midir “muhafazakâr demokrat”lık?..
*
İlla isim istiyorsan…
“Allah Muhafaza-kâr parti” de…
Bak yakıştı…
Abdülhamit günü
Prof. Hülagu, 10 Kasım’da Stockholm’de konferans veriyor. Konu; 2. Abdülhamit... Konferansın başında “saygı duruşu” çağrısı yapılıyor. Ama kime saygı, Atatürk’e mi Abdülhamit’e mi belli değil... Bazı izleyiciler protesto için salonu terk ediyor... Tartışmalar yaşanıyor.
Metin Hülagü’nün Atatürk ve Cumhuriyet’le ilgili tek araştırması yoktur.
***
Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Prof. Derya Örs, bir Fars dili ve edebiyatı hocası olup Atatürk’le ilgili araştırması yoktur.
Atatürk Araştırma Merkezi’nin başına getirilen Mehmet Ali Beyhan da yine Abdülhamit hayranı bir isimdir. Kendisi söyler...
Bütün bu isimleri Cumhurbaşkanı oraya bilerek ve kendilerinden bir şeyler bekleyerek atamıştır.
Aynı Cumhurbaşkanı, 10 Kasım’da bakın ne diyor:
“Türk milletinin onurlu ve şerefli bir millet olarak yaşaması Atatürk’ün hayatı boyunca en önemli hedefi oldu. Demokratik, laik bir yönetim yapısının benimsenmesini sağlamasının önemi de bugün çevremizde yaşananlar dikkate alındığında daha iyi anlaşılacaktır.”
Yapılan atamalar bu sözlerle bağdaşıyor mu?
Hırsıza tutanak!
Küçükesat’ta oturan Ankaralı meslektaşımızın evine güpegündüz hırsız girmiş. Akşam üzeri eve geldiğinde durumu anlayınca Küçükesat Karakolu’na telefon ederek polis istemiş. Gerisini kendisinden dinliyoruz:
“Polis arkadaşların eve gelmeleri bir hayli gecikince sebebini sordum. Sadece o gün kendi sorumluluk bölgelerinden 11 hırsızlık şikayeti gelmiş. Hırsızlık olayının bu kadar fazla olmasının başta gelen bir nedeni cezasının 2 yıldan az olması yüzünden hakimlerin tutuklama kararı verememesiymiş. Suçüstü yakalayıp hakim karşısına çıkardıkları hırsızların bile hemen serbest bırakıldığını yana yakıla anlattılar. Daha sonra parmak izi araştırması yapmak üzere ikinci bir ekip geldi. İşlerini bitirdikten sonra tutanak için karakola gittik. Tutulan tutanağı imzalarken baktım, yanıbaşımda bir başka vatandaş da benzer bir belgeyi imzaladı, işi bitince de benden önce çekip gitti. Bir polis memuru, az önce yanınızda tutanak imzalayıp giden kişi sizce kimdi, diye sordu. Ne bileyim, herhalde benim gibi evine hırsız giren bir vatandaştır, deyince polis memuru güldü.
- Hayır, bilemediniz, dedi. O kişi ekiplerimizin yakaladığı bir hırsızdı. Mahkeme serbest bırakınca hakkında tanzim ettiğimiz tutanağı imzalayıp gitti...”
ORMAN
Belgrad Ormanı, Manyas Gölü gibi milli parkların da imara açılmasına olanak sağlayacak ve bu nedenle 113 sivil toplum örgütünün tepki gösterdiği Tabiat Kanun Tasarısı, tüm itirazlara rağmen Meclis Genel Kurulu gündemine alındı.
Vatan’ın haberine göre tasarının çarşamba ve perşembe günleri görüşülmesi bekleniyor. TEMA, yasa tasarısıyla ilgili “Tarihi bir hata olur” yorumunu yapıyor.
Tasarıyla bugüne kadar doğal alanlarda kurulacak HES’leri engelleyen “milli park kalkanı” da kaldırılıyor. Kestiği ağacın yerine fidan dikmenin aynı şey olduğunu iddia eden; maden, yol, AVM özetle para getirecek ne varsa ağaç ve ormanı onun önünde engel gören bir iktidar var işbaşında.
Ülkemizi onlardan koruyalım...
“Osmanlı’yı tekrar kuracağız” diyenler işe
Atatürk’ün kurtarmış olduğu Türkiye’den değil,
- İsrail, Ermenistan, Yunanistan, Bulgaristan gibi -
Osmanlı’nın kaybettiği topraklardan başlasınlar...
****
Sahilde olta atanlardan 200 lira alınacakmış.
Yasaklar bitmiyor!
Rakıdan sonra rakı - balık da yasak!
Akif Kökçe
BEKLE
CHP’de 19 milletvekilinin imzasını taşıyan araştırma önergesi, on gün kadar önce CHP Meclis Grup Yönetimi’ne verildi.
Konusu:
“AKP iktidarının, ‘laik devlet’ ilkesini açıkça ihlal eden eylem ve söylemlerinin araştırılması” idi...
Bu önerge on gündür Meclis Başkanlığı’na sevk edilmiyor. Neden? Genel Başkan istemiyormuş... Önerge nasıl olsa kabul edilmez, çok çok üzerinde bir iki saat konuşulur. Bunda çekinecek ne var? Dolaylı söylentilere göre...
Genel Merkez “AKP’nin kapatılmasına zemin hazırlıyorlar” diye suçlanmaktan çekiniyormuş. AKP’yi AKP’den çok düşünüyorlar kısacası...
Melih Aşık
Acun’a TV8′i aldıran Başbakan mı?
Derken dün Nazif’e çok yakın olan ortak tanıktan şunu dinledim:
-”Tayyip bey, ‘Nazif TV8′i Acun’a ver’ deyince mecbur kaldı satmaya!”
Tabi bu bir iddia ki pekala yakıştırma da olabilir ancak…
İstanbul Havalimanındaki ortakları gazete ve televizyon almaya çalışırken Nazif’in hem yararlandığı hem eğlendiği oyuncağını durup dururken satmayacağı kesin ki maddi olarak problemi de yok.
Diyeceksiniz ki hangi işadamı yararlanıp eğlendiği şirketini başkalarının telkini ile satar!
Devletle yoğun işiniz varsa ve o devletin başında Tayyip Erdoğan gibi biri bulunuyorsa tereddüt etmeksizin satar!
Bir başka ayrıntı, Tayyip, Gezegen Mehmet isimli kendine çok bağlı malum çocuğa devlet eliyle Kral Grubunu tahsis etmiştir ki Acun da Erdoğan’ın gözünde ikinci Gezegendir.
***
Mehmet Perinçek ve diasporanın işbirlikçileri!
Ermeni diasporası bütün dünyada soykırım yalanının 100. yıl hazırlığını sürdürürken Türkiye yargısı, üniversitesi ve topyekün devleti bırakın buna karşı mukabele etmeyi tam tersine yaptığı araştırmalar ve Rus arşivlerinden bulduğu belgelerle bu yalanı bilimsel olarak çürütüp çöpe atan Mehmet Perinçek‘ten uluslararası zeminlerde yararlanacağına ona zulüm yapmakla meşgul.
Evet Newyork, Londra, Paris ve Roma benzeri merkezlerde dünya bilim çevrelerine bulduğu belgeleri paylaşmasıgereken Perinçek’e devlet tarafından bırakın böyle bir görev verilmesi, iki yıl mesnetsiz şekilde hapiste tuttukları yetmedi şimdi bir de üniversiteden kovdular.
Bu yapılan zulüm ötesidir ve gerçekte hedef alınan Mehmet Perinçek’in şahsında Türk tarihi ile vatanıdır.
Hiç kuşkum yok Mehmet Perinçek’e kesilen cezalar babası Doğu bey’in izinde olması yani Ermeni diasporasının oyununu bozma teşebbüsündendir.
Böyle bir tabloda Mehmet Perinçek’lere sahiplenmek bayrağa sahiplenmek gibidir..
***
Cemaatın Hakan Fidan riyakarlığı bunun içinmiş!
Cemaatın medyadaki amiral gemisi Samanyolu TV önceki gün Hakan Fidan için tabir yerinde ise destansı bir yayın yaptı ve aylarca aşağılayıp Türkiye’yi felakete götürdüğünü söylediği Fidan’ı birden kahraman ilan ediverdi.
Peki kendini inkar demek olan bu savrulma niçin mi?
Cemaatın dersane ve benzeri birkaç konuda iktidar tarafından kuşatılmasından!
Rivayet o ki Cemaat bu kuşatmayı yarmak için Tayyip Erdoğan’a art arda elçiler gönderip yakarmış ve aman dilemiş!
Tayyip Erdoğan da burnundan kıl aldırmayarak, “Önce Hakan Bey’e ettikleri hakaretleri geri alsınlar sonra bakarız” demiş ve Samanyolu da bunun üzerine kendini inkar noktasına savrulmuş.
Gördünüz mü Cemaatın tutarlılığını!
Cemaatle yoldaşlık hesapları yapan Kılıçdaroğlu ile Sarıgül gibiler umarım bu olandan ders çıkarırlar!
***
İhanet ve işbirlikçiler!
Önceki gün yazdığım “Bahçeli’nin MHP’ye son ihaneti” başlıklı yazım tahminlerimin ötesinde ilgi uyandırdı ve e-mail ile telefon sağanağına tutuldum. İnanın yüz küsür mesajın içinde bir tane olsun hak vermeyen yoktu zira Bahçeli’nin Ankara’da Mansur Yavaş ile Turgut Altınok‘u aday yapmaması gerçekten ihanet olarak yorumlanıyor.
Dramatik olan Bahçeli’nin kendi koltuğunu muhafaza adına partisine Ankara’yı kaybettirmeyi göze alan bu tutumuna MHP’li 50 vekilin sus pus olması ve kamuoyu önünde zerre tepki verememesidir.
Kusura bakmasınlar ama MHP’li mebuslar o tavırları ile önceliklerinin ideal-fikir ve partilerinin yararı değil, MHP Müdürüne yaranmak olduğunu ortaya koymuşlardır.
***
Diyarbakır randevusunun perde arkası
Kuşkusuz Barzani’nin Diyarbakır’da ağırlanmasında AKP adına mahalli seçim hesapları var lakin asıl sebep bu değil.
Erdoğan, Barzani’yi Diyarbakır’da ağırlayarak Kandil ile BDP’ye şantaj yapıp Öcalan’a mesaj gönderiyor ve “Siz zoraki sürdürülen barış sürecinde patinaj yapar ve Suriye’de PYD’ye desteğinizi sürdürürseniz ABD ile beraber Barzani ile yola devam ederiz” diyor.
İlaveten Musul-Kerkük petrollerinin işletilmesinde Barzani’den yararlanılabileceğini umut ediyor.
Erdoğan bu tür hesaplardan hareketle aslında Kürdistan’ı resmen tanımış oluyor zira Barzani’nin bir dönem “Ben de oraya karışırım ha…” diye yer belirterek tehdit saldığı Diyarbakır gibi hassas bir merkeze çağrılmasının bundan başka izahı olamaz.