Ekonomi Çöküyor

Hani Büyük ve Güçlü Ekonomimiz vardı.

This is default featured slide 1 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.This theme is Bloggerized by Lasantha Bandara - Premiumbloggertemplates.com.

This is default featured slide 2 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.This theme is Bloggerized by Lasantha Bandara - Premiumbloggertemplates.com.

This is default featured slide 3 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.This theme is Bloggerized by Lasantha Bandara - Premiumbloggertemplates.com.

This is default featured slide 4 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.This theme is Bloggerized by Lasantha Bandara - Premiumbloggertemplates.com.

This is default featured slide 5 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.This theme is Bloggerized by Lasantha Bandara - Premiumbloggertemplates.com.

30 Kasım 2013 Cumartesi

Şuursuz akpnin şuursuz çakalı...



A-KEPE "TÜRKLÜK" İLE SAVAŞINI NETLEŞTİRDİ VE ŞÜPHEYE YER BIRAKMADI...

TC ile sıkıntısı, anayasadan "Türk" kavramını çıkarmak istemesi,andımızın kaldırılması derken son gelişme netlik "çözünürlüğünü" artırdı...

A-kepe'li Prof.Dr. Aktay’ın konuşması:

“Bu ülkede sadece Türkler üzerinden giderseniz bunun masrafı ve maliyeti çok fazladır. Türkiye'yi bölünmenin eşiğine getirirsin. Türkiye'de yaşayan diğer insanları bu şekilde memnun edemezsiniz. Diğer insanları kendine karşı kışkırtmış olursun. Onun için vatandaşlık bağına dayalı yeni bir millet tanımı yapmak çok önemli. 
Millet mi diyorsun? Al sana millet! Sonuçta milletin ne olduğu, siyasilerin kararı ile içeriği doldurulan bir şeydir. Milletin içeriği, muhtevası, tanımı o siyasiler tarafından yapılmış sonuçta. 
Sana demişler ki, ‘Sen Türksün’. Ne demek Türklük? İşte Orta Asya'dan gelmişsin. Bir bakıyorsun, kaçımızın dedesi Orta Asya'dan gelmiş? Bir sor bakayım gerçekten. Var mı böyle bir şey? O milletin yavaş yavaş zaten etnografyası da işlenmeye başlanıyor. 
Gerçekten de böyle bir şey. Türk nedir mesela? İsmet Özel'in çok ilginç, çok güzel tahlilleri vardır. Türk dediğin bir sentezdir zaten. Türk diye bir ırk yok.”
Bunun üzerine bir öğrenci, “Türk diye bir ırk yok söyleminizi kabul etmiyorum. Çünkü Türkler vardır. Dünya kadar imparatorluk yıkmış ve kurmuştur” tepkisi gösterdi ve akabinde bazı öğrenciler salonu terk etti.
BİZ KENDİSİNE BOŞ VAKİTLERİNDE "TÜRK TARİHİ" OKUMASINI TAVSİYE EDİYORUZ...

NOT : ODTÜ ye girmek için kafa lazım diyordum bu adamı tanıyınca tahminimde recep oddüde okuyanların hepsini bu kalas gibi zannetti ondan oddüyle uğraşmaya başladı diye düşünüyorum Bir merakımda acaba bu herif odtü bahçesindemi okudu diyeceğimde yine yakıştıramıyorum. Bilimsel olarak biri açıklarsa sevinirim.

CEVAP BEKLİYORUM

Share:

Türk hükümeti bu skandalı duyunca ne tepki verecek?

Somali’nin ilk kadın bakanı olan Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Fevziye Yusuf Adem, İstanbul aktarmalı Belçika THY uçağına bir Somalili kadını vizesiz bindirmek isteyince bakanla ilgili şok edici gerçekler ortaya çıktı.

Türkiye’nin yardımlarıyla yeniden ayağa kalkmaya çalışan Somali’de Başbakan Hasan Şeyh Mahmud, bu ayın başında ülke tarihinde ilk kez kadın bakanların da yer aldığı yeni hükümetin kurulduğunu ilan etmiş, bu ülkeyi ziyaret eden Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da kadın meslektaşı Fevziye Yusuf Adem ile biraraya gelmişti. Kadın bakanla ilgili Somali gazetesi Suna Times’ta çok ciddi bir iddia manşetten verildi. Buna göre önceki gün İstanbul aktarmalı Mogadişu-Brüksel seferini yapan Türk Hava Yolları uçağına binmek üzere Mogadişu Havalimanı’na gelen Adem, beraberindeki heyetle uçağa binmek isterken THY görevlileri ekipte bakanlık sekreteri olarak tanıtılan genç kızın Schengen vizesine sahip olmadığını fark etti. Bunun üzerine Somalili bakana Farhiya Abdi Qaybdiid adlı kızı uçağa alamayacakları belirtildi.


‘Kim olduğumu biliyor musunuz?’

Vatan'ın haberine göre sinirden köpüren bakan, THY görevlilerine, ‘Siz benim kim olduğumu biliyor musunuz? Ben Başbakan yardımcısıyım. Ya sekreterim de bu uçağa biner ya da bir daha THY uçaklarının ülkemize gelişine izin vermem’ diye tehditte bulundu. Krizi aşmak için uçuşu 2 saat erteleyen THY yetkilileri sonunda pes ederek uçağın vizesiz yolcuyla havalanmasına izin verdi. Ancak Brüksel’e iner inmez, vizesiz yolcu pasaport kontrolünde gözaltına alındı. Somalili bakan bu kez de Brüksel’de olay çıkardı ancak yetkililer ülkeye girişine izin vermedi. Somali gazetesi Suna Times’ın konuştuğu kaynaklar olayın açığa çıkmasının ardından ortaya şok edici bir iddia attı. Buna göre bakanın Kanada’ya gerçekleştirdiği bir önceki seyahatinde de benzer bir olay yaşandı ve yanında götürdüğü iki Somalili, ülkeye iner inmez sığınma başvurusunda bulundu. Bir başka Somali gazetesi Waagacusub’un iddiasına göre bu kişilerden biri daha sonra kadın bakana Kanada’ya götürülmesi karşılığında 20 bin dolar ödediğini itiraf etti. Somali basını bakanın her yurtdışı gezisini ‘para karşılığı insan kaçırma faaliyetine alet ettiğini’ ileri sürdü. Aynı bakanla ilgili geçen hafta da Somali Dışişleri Bakanlığı’nın para karşılığı büyükelçilik koltuğu sattığına yönelik iddialar gündeme gelmişti.

Vizesiz yolcunun ülkedeki milis komutanlarından birinin kızı olduğu ortaya çıktı. İnternet sitesindeki logosunda Başbakan Erdoğan’ın fotoğrafına yer veren Somali Suna Times gazetesi, ‘Türk hükümeti THY uçağının 2 saat bekletildiğini ve Somalili bakanın vizesiz bir yolcuyu zorla uçağa aldırdığını öğrenince ne yapacak?’ diye sordu.
Share:

29 Kasım 2013 Cuma

Deliller Arkadan Gelir!!!

Taylan Kulaçoğlu tutuklandı

Redhack soruşturması kapsamında ikinci kez gözaltına alınan Taylan Kulaçoğlu tutuklandı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü operasyon kapsamında daha önce serbest bırakılan Kulaçoğlu savcılığın itirazı üzerine yeniden gözaltına alınmıştı.

Bugün Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'na sevk edilen Taylan Kulaçoğlu nöbetçi mahkemece tutuklandı. Kulaçoğlu'nun soruşturmanın yürütüldüğü Ankara'ya götürüldüğü öğrenildi.

Redhack'in intikamı ağır oldu

Redhack soruşturması kapsamında daha önce gözaltına alınan ve serbest bırakılan Taylan Kulaçoğlu tekrar gözaltına alındı.

Gözaltı haberinin duyulması üzerine sosyal medyada kampanya başlatılırken bir tepki de Redhak'ten geldi.

Konu ile ilgili Twitter'dan açıklama yapan Redhack, ayrıca AKP Ordu sitesini AKP Pendik ve Esenler Twitter hesaplarını hack'ledi.

Redhack hacklediği AKP Ordu sitesinden ve Twitter hesaplarından şu mesajları yayınladı


Redhack ayrıca Twitter'dan şunları yazdı:

"Delillerin tam anlamıyla toplanamamış olup..." demişler ve almışlar Taylan'ı. Sen şimdi yaratırsın sen delilleri kılıfçı ADAlet.

Zulmün elinden nice suçsuz , günahsız insanları çekip aldı bu halk. Taylan'ı da yalnız bırakmayacağız. Masumiyet Korkusuzdur.

İhbar ediyoruz, biz buradayız gelin alın @EmniyetGM Pardon yanlış adres siz ancak masumları alırsınız.

"Bu sistem zulüm üretiyorsa ve zulmün çarkından bir kişiyi alıyorsak bize kardır. Taylan'ı alacağız. Halkız, Haklıyız..."

Demek ki artık suçsuz insanları zulüm yöntemlerinizle alacaksınız.Biz de anladığınız dilden konuşacağız.

Suç yok, delil yok, ama buna rağmen insanların esir edildiği tek ülke benim ülkem. AKP'ye rağmen seveceğiz seni.

Masumlar tutuklanmamak için palayla mı dolaşmak zorunda bu ülkede ?

"Hep öyle yaptınız , taşları bağlayıp köpekleri saldınız bu ülkede"
Share:

Ayak Göbek Ağız !!!



AYAK, GÖBEK, AĞIZ

Zekâ ile başarı ve zenginliğin ters orantılı olduğu bir ülkede yaşıyoruz ne yazık ki. En alttan başlar genelde ve yukarı doğru çıkar: ayak, göbek, ağız. Biraz yukarı çıkarsan ne var? "beyin" boş ver onu konumuz o değil... Ayağını iyi kullanıyorsan çok zenginsindir. Göbeğini iyi kullanıyorsan milyonlar izler. Sesini iyi kullanıyorsan eğer hayranların senin için kendilerini parçalar konserlerde, TV başlarında. Ama beynini kullanıyorsan hiç kimse tanımaz, dinlemez, bakmaz bile. Futbolcunun maç başına aldığı parayı üniversitedeki profesörün on yılda aldığı bir memleket bizimkisi. Yılbaşında sahneye çıkan yırtmacı derin sanatçı 70 milyar alırken, 28 sene sonunda emekli maaşı olarak 25 milyar alan babamın memleketidir burası. Gözümüz yok Allah daha çok versin, nede olsa o gece ülke için önemli bir başarıya imza atmıştır sanatçımız, nesiller boyu konuşulacak bir buluş sergilemiştir. Bu sanatçının bir gecede kazandığı paraya hiç olmazsa ulaşma imkânımız var; babam 56 sene daha çalışsaydı elde edebilirdi ne de olsa. Ama o futbolcular öylemi? Ne elli ne yüz; çok çalışman gerek baba çok... Milyon dolarlardan bahsediyoruz burada.

İspanya devlet başkanı Franco'ya muhabir sormuş bir zamanlar: " bu insanları bu krize, işsizliğe, bunalıma rağmen nasıl yönettiniz?" diye. Devlet başkanı ise: " yüz bin kişilik üç tane beşik yapıp sallayarak" demiş. Ne kadar dâhiyane değil mi? Statlar ve orda avutulan bir topluluk. Ağlayan çocuğu susturmanın en basit ve herkesçe bilinen yoludur. Ağlayan, sızlanan, halinden memnun olmayan bebekleri...

Hazır konu açılmışken buradan sevgili öğrencilerime de selam göndermek istiyorum. Sevgili öğrencim adın önemli değil. Sen renklerine gönül verdiğin takım var ya, hani cebindeki son parayı bilete verip, yenilgisine üzülüp ağladığın takım... Sen mağlubiyete üzülürken, işte o takımın kaptanı meşhur sevgilisiyle, boğazın en lüks eğlence mekânında içkilerini yudumluyor olacak. Ve az sonrada 600 bin dolarlık arabası ile villasına gidip sevgilisiyle senin paranın "vergisini" ödeyecek. Sense önümüzdeki hafta nasıl denkleştirebilirim bilet parasını diye kara kara düşüneceksin. Bağır kardeşim bağır sesin kısılıncaya kadar bağır, sakın söz söyletme takımına olur mu? Memleket soyulsun, askerlerin vurulsun, baban işsiz kalsın, kardeşin aç uyusun ne önemi var. Bu hafta fikstürde bir sıra yükseldi ya takımın gerisini boş ver. Bu maçı unutup önümüzde ki maçlara bak sen.

Durum ortada, beyinsizlerin cirit attığı bir medya, düşünen, üreten bir şeyleri değiştirme çabasındakilerin esamesinin bile okunmadığı bir ortam. İşin enteresan tarafı da bu işte... Herkesin aynı görüşte olmasına rağmen değişen hiçbir şey yok. Magazin yine zirvede, Hülya Avşar'ın selülitleri, Jennifer Lopez'in kalçaları, Seda Sayanın 248. eşiyle yaptığı düğünün görüntüleri, Petek Dinçöz'ün ayrıldığı eşi, Acun'un genç sevgilisi, askerlikten çürük raporuyla yırtıp, Hakkâri dağlarında terörist avlayamıyorum, bari Bodrum sahilinde genç kızları avlayım diyen Şahan'ın yeni sevgilisi

Memlekette akla değer veren yok madem,
Aklı az olanın parası çok madem,
Getir şu şarabı, alsın aklımızı,
Belki böyle beğenir bizi âlem.
(Ömer Hayyam)

Ömer YILDIZ
*
DİPNOT:
Televizyon bize; "Bak işte! Her şey güllük gülistanlık" diyor ve ekliyor: " Füze kalkanı senin neyine! eşbaşkanlık neyine Bak füze kalkanı bop diyenler hapsi boyluyor Sen sus ve dizini izlemene bak

Dizilerdeki Tüm bu karmaşaya rağmen, körü körüne yanlışa tutunanlar unutmamalıdır ki kaybedecek hiçbir şeyi kalmamış insan, dünyanın en tehlikeli silahıdır! Zira para yüzünden aile katliamlarının artması bu yüzdendir.

Halk, kendini bir türlü ekranlarda göremiyor Zira İş arıyorum iş diye sokak sokak gezenler akşam eve geldiklerinde Bugün ne giysem saçmalığı ile karşılaşıyor

Gerçek şudur:Güne kadın programları ile başlayıp geceyi dizi ve televizyon programları ile bitiren insanlarımız kitlesel bir uykuya yatırılmıştır Bu durum en çok 'küresel efendilerin' işine gelir Zira bu yolla gerçek gündemden uzaklaşan kitleler tepki göstermez ve çevresinde neler olup bittiği ile ilgilenmezler

Halk göremesin diye ekonomik ve kültürel ortam hazırlandı. Zaten 300 milyar Dolar kredi kartı borcu ile yaşamaya çalışan, televizyon dizileri ve artık her gün yapılan maç yayınları ile meşgul edilen halk, sanal alemde olup bitenlerle futbol dünyasının tartışmalarına, kendi kişisel sorunlarından daha fazla zaman ayırmaktadır.
Share:

MGK'nın Fethullah Gülen'i bitirme kararı!!! Yorumsuz

MGK'nın Fethullah Gülen'i bitirme kararının boşbakanlı bol bakanlı sureti... YORUMSUZ !!!

Share:

28 Kasım 2013 Perşembe

İşte Recep'i Adalet Divanı'na götürecek iki belge !!!



Uluslararası Adalet Divanı Birleşmiş Milletlerin yargı organıdır ve uluslararası teröre yataklık dahil pek çok konuya bakar.

El Kaide de malum dünyanın en cani terör örgütüdür.

Bu iki hatırlatmayı yaptıktan sonra somut iki belge sunalım:

Birincisi Konya'da yüklediği 931 adet havan mermisi ile yakalanan TIR şoförü L.K'nın mahkeme tutanaklarına giren ifadesidir.

Buna göre Tayyip Erdoğan, El Kaide'ye yapılan bu silah sevkiyatından haberdar çünkü taşınan havan mermileri MİT ve jandarmanın bilgisi dahilinde ve onların gösterdiği adreslere teslim edilmiş.

Aynı şekilde Jandarma işin içinde olduğundan Genelkurmay da haberdar ve onlar da El Kaide'nin silah tedarikçisi konumunda.

Tablo bu olduğundan ve bu durum mahkeme tutanağına girdiğinden Tayyip Erdoğan'ın terörist El Kaide'ye yardım yani ona silah temin etmekten Uluslararası Adalet Divanında yargılanmasının önü açılmış oluyor.

İkinci belge ise Avrupa'daki Türklerden Mısır halkı için toplanan paraların Türkiye'nin Kahire Büyükelçisi Hüseyin Avni Botsalı tarafından ihtiyaç sahibi olan halka değil de yasa dışı örgüte teslim ettiğinin Mısır istihbaratı tarafından belirlenmesidir ki sınır dışı edilmesinin gerçek nedeni de budur.

NOT: Tayyip Erdoğan'ın "ulan" aşağılamasına susan akilli Kadir İnanır'ın lakabı bundan böyle "Ulan Kadir" olmalıdır.

Gökçek'ten vazgeçemez çünkü...

Tayyip Erdoğan'ın Melih Gökçek'i Ankara'da beşinci kez aday yapması risk zira doğal yıpranma diye bir şey var.

Peki Erdoğan buna rağmen Gökçek'i niye mi aday yaptı?

F Tipi cemaat ile birleşip yeni bir siyasi oluşuma kalkışır korkusuyla!

Erdoğan hırsı, enerjisi ve türlü imkanları olan Melih Gökçek'in karşısında konumlanmasının sebep olacağı olumsuzlukları düşünerek onu yeniden aday yapıp yanına aldı ve tıpkı Numan Kurtulmuş misali kendini siyaseten vurabilecek potansiyelli bir lider adayını bu şekilde etkisizleştirmiş oldu.

Baykal'a yapılan kaset operasyonu, Bahçeli'nin rehin edilmesi ve Kurtulmuş ile Gökçek'in lider adayı olarak sıfırlanması siyaset mühendisliğinin tezahürleridir.

MHP aday bulamıyor!

Şaka yapmıyorum MHP pek çok yerde aday bulamıyor.

Sadece belde ve ilçelerde değil pek çok ilde bile göstermelik ve sıradan isimler aday yapılıyor.

En dramatiği İstanbul ve İzmir gibi metrollerde adaylığa adı geçen tek bir ismin bile olmaması.

Meral Akşener, Bahçeli İstanbul adaylığı için kendine böyle bir emrivaki yapmasın diye çırpınıyor.

Keza Oktay Vural, İzmir bağlamında aynı endişeyi taşıyor.

MHP Genel Merkezinde adaylık için bırakın anket çalışması istişare bile yok zira genel başkan yardımcıları birbiriyle küs ve bir araya bile gelemiyor.

Sıradan isimlerin aday yapılmasına tepki gösteren örgütler ise son olarak Mersin örneğinde olduğu gibi anında fesh ediliyor.

Evet Bahçeli'nin MHP'yi getirdiği nokta budur ve heyhat ülkücüler bu dramatik tabloyu koyun misali hala seyrediyor.

 Emine'nin fedaileri!

AKP güruhunun Kamer Genç'in Emine Erdoğan bağlamındaki itirazlarını istismar etmelerini anlarım zira dersane tartışması AKP'i sarsıyor ve gündem değişsin diye çırpınıyorlar.

Peki ya o iki arkadaşa ne demeli?

Dün sabah CNN Türk'ü açtım aman Allahım bir sahiplenme ve bir hücum ki sormayın.

Hem Metehan Demir hem de Hakan Çelik adeta Emine Erdoğan'a fedai olurken Kamer Genç'i asmaya kalktılar.

Kusura bakmasınlar ama o tutumları gerçekte bir hanımı sahiplenmekten ziyade Tayyip Erdoğan'a yalakalık ve yaranma tavırlarıdır zira Kamer Genç, Emine Erdoğan'ın kadınlığını değil onun devletler arasında resmi bir karşılığı olmayan davranışlarını sorgulamıştır ki demokrasilerde böyle şeyler olağandır.

Sadece Metehan ile Hakan değil, durumdan yalakalık çıkaranlar bilsinler bu tutumları kayda girmiştir.

Share:

Nihayet Ağızlarından Baklayı Çıkardılar!!!

Kızlı erkekli eğitim yasaklanıyor…

Haremlik selamlık uygulamasından öte, yeni öğretim yılında kızların okulları ayrı, erkeklerin okulları ayrı olacak…

Bu konuda dersaneleri denetlemenin mümkün olmayacağı sebebiyle kapatılmalarına karar verildi.
Tayyip’in hazırladığı yeni anayasa da yolda…
Kürt-İslam devleti geliyor…
Hem de gümbür gümbür…
Share:

Akp'ye Mektup Var !!!

Barış Atay'dan hükümete mektup: Hiçbir dikta sonsuza kadar sürmez

Şu kadarını söyleyeyim. Böyle devam etmez, hiçbir dikta sonsuza kadar sürmez. Çünkü hiçbir toplum; sizin sandığınız ve buna güvendiğiniz kadar aymaz değildir.

 Ben bu ülkenin, durmadan ötekileştirdiğiniz fertlerindenim. Bu ülkede; size rağmen insanca yaşayacağımıza olan inancı kaybetmeyenlerdenim. Ben geleceğine sahip çıkan ve bunu gasp etmeye çalışanlara hesap soran biriyim.

 Uzun zamandır bu yazıyı yazsam mı yazmasam mı diye düşünüyorum. Şimdiye kadar karar verememem; sizden çekindiğimden değil, bir vatandaş olarak bana yaşattıklarınızın yarattığı hissi, insanlığımdan çıkmadan ve şu ana kadar taşımaktan gurur duyduğum insan yanımı yok etmeden nasıl yazabilirim diye düşünmektendi. Hala bilmiyorum ama deneyeceğim, çünkü artık dayanamıyorum.

 2002'de, ilk geldiğiniz günü hatırlıyorum. Henüz neler olabileceği konusunda ayrıntılı bir değerlendirme yapma fırsatı bulamamıştım. Geçtiğimiz on yılda; yaşadığım ve sevdiğim bu ülkeyi, gün be gün, an be an biraz daha batağa saplayışınızı ve bundan aldığınız garip hazzı gördüm.

 Ben bir oyuncuyum. Doğal olarak işim; karakter yaratmak, yarattığım karakterin psikolojisini anlamak ve duruma uygun bir alt metin oluşturmak. Ne yazık ki bu on yılda, başta başbakanınız olmak üzere hiçbirinizin nasıl bir psikoloji içerisinde olduğunuzu anlayabilmiş değilim. Sizlere hangi açıdan bakarsam bakayım, fantastik, sürreal, ve inanılması güç karakterler çıkıyor karşıma. Bu durumu sadece benim hayal gücümün eksikliği olarak tanımlayabilmeyi ve çözüme ulaşmayı çok isterdim fakat öyle değil. Bu olsa olsa; sizlerin, hayal bile edilemeyecek şeyler yapan ve bundan zerre kadar pişmanlık ya da rahatsızlık duymayan, psikoz yaşayan insanlar olduğunuzu gösterir. Çünkü hiçbir insan, bu kadar yanlışı ve zulmü ardarda yapıp, bunu normalmiş gibi anlatıp, bundan bir başarıymış gibi söz edip, zevk alamaz.

 Bu ülkenin insanları; geçtiğimiz yıllar boyunca sefalet içerisinde bırakılarak, köleleştirilerek, dilendirilerek, korkutularak yönetildi. Açıkçası farklı yöntemler kullanmadınız. Bu yüzden sizi ayrı bir yere koyamayız. Sadece; idol edindiğiniz büyüklerinizin yöntemlerini geliştirip, manipülasyon araçlarını çok etkili kullandığınızı söyleyebiliriz. Tabi bu yükselişinizde; zayıf muhalefetin ve ağzınızdan hiç düşürmediğiniz, "stockholm sendromu" vakası olmayı çoktan geride bırakıp başka bir boyuta geçmiş olan %50'lik kesimin koşulsuz, sorgusuz-sualsiz biat etmesinin etkisini unutmamak gerekir. Fakat bir noktayı kaçıyorsunuz. Ben sizin %50'nizin içinde değilim. Beni görmezden gelebileceğinizi sanıyorsanız çok yanılıyorsunuz. Dersim'i ağzınıza sakız edip, Maraş'ı, Çorum'u da gözden gelemezsiniz. Sivas sanıklarını aklayamazsınız. Hula'da ölenlere üzülüp savaş çığlıkları atarken, Roboski'de çocukları bombalayanları saklayamazsınız. Askeri vesayeti bitirdik deyip, 12 Eylül katillerini yargılıyormuş gibi yapamazsınız. Erdal Eren'in mektubunu okurken timsah gözyaşları döküp, Çayan Birben'i gazla öldüremezsiniz. Metin Lokumcu'ya bir rahmet eylemeyi çok görüp, fetüs haklarını koruyamazsınız. Siz kadınları bir eşya gibi görüp yaşamlarını yok sayamaz, bedenleri ve tercihleri hakkında ahkam kesemezsiniz. Çocuklarımız, canımız çocuklarımız deyip, tecavüzcülerini kollayamazsınız. Kızınız rahat rahat sakız çiğneyemedi diye, tiyatrolara el uzatamazsınız. Gazetecileri içeri atıp, "onlar gazeteci değil" diye yaftalayamazsınız. Dışarıdaki gazetecileri abluka altına alıp, boğazlarını sıkıp, sizin istedikleriniz dışında tek kelime bile yazmamalarına rağmen "tasmalarınızdan biz kurtardık" diyemez, gerçekleri yazanları hedef gösteremezsiniz. Demokrasi diye zılgıt çekip, emekçilerin grev haklarını gasp edemezsiniz. Vatan, millet, sakarya nidalarıyla bas bas bağırırken, fetihi hayatınızın en önemli günüymüş gibi kutlarken, ülkeyi önüne gelen yabancıya parça parça satamazsınız. "Batarız" diye korku salarak memura üç kuruş zam yapıp, soygunculara "Deniz Feneri" gibi yol gösteremez, kendinize %60 zam yapıp, başbakanlık sarayları inşaa edemezsiniz. Bayramları yasaklayıp, Hitlervari kongreler düzenleyemezsiniz. Orman arazilerini yedi ceddinize peşkeş çekemez, doğayı HES çöplüğüne çeviremezsiniz.

Şimdi bunları okuyup "yaptık ya" diyebilirsiniz. Şu kadarını söyleyeyim. Böyle devam etmez, hiçbir dikta sonsuza kadar sürmez. Çünkü hiçbir toplum; sizin sandığınız ve buna güvendiğiniz kadar aymaz değildir. Şimdi soracaksınız. "Sen kimsin de bunları söylüyorsun?" diye. Ben bu ülkenin, durmadan ötekileştirdiğiniz fertlerindenim. Bu ülkede; size rağmen insanca yaşayacağımıza olan inancı kaybetmeyenlerdenim. Ben geleceğine sahip çıkan ve bunu gasp etmeye çalışanlara hesap soran biriyim. Ben beğenseniz de beğenmeseniz de üreten, okuyan, eleştiren, sorgulayan ve cevap isteyen bir bireyim. Yani anlayacağınız ben; siz değilim!

 Peki; asıl siz kimisiniz ?

 BARIŞ ATAY

Share:

27 Kasım 2013 Çarşamba

Hükümet Kadın Rolüne Soyundu


Japonya Milli Günü Resepsiyonu'nda hükümet sözcüsü emine erduvanın konuşması sırasında Kamer Genç bu durumun kabullenilemeyeceğini söylemesi üzerine Sözde yanaşma bakan ve aynı zamanda emine erduvanın koruması tamer yıldız Kamer Genç'e müdahale ederek dışarı çıkarılmasını istedi.. İşte O anlar...



Hükümet kadın emine erduvan olaydan sonra Kamer GENÇ kendisini rezil etti dedi...

ASIL rezil eden kim hükümet kadın rolüne soyunan emine erduvan.

Şimdi hükümet kadın dedik diye iyice havalanır. Neyse Siz anladınız olsa olsa ne olur...

Japonya Milli Günü Resepsiyonu'nda hükümet sözcüsü emine erduvanın konuşması sırasında Kamer Genç bu durumun kabullenilemeyeceğini söylemesi üzerine Sözde yanaşma bakan ve aynı zamanda emine erduvanın koruması tamer yıldız Kamer Genç'e müdahale ederek dışarı çıkarılmasını istedi.. İşte O anlar...



Hükümet kadın emine erduvan olaydan sonra Kamer GENÇ kendisini rezil etti dedi...

ASIL rezil eden kim hükümet kadın rolüne soyunan emine erduvan.

Kamer GENÇ : "SEN HANGİ SIFATLA KONUŞUYORSUN" DEDİ..." HELAL OLSUN SANA KAMER GENÇ.

BU HAİNLERİN HAKKINDAN ANCAK SEN GELİRSİN. boşbakanın karısı DEĞİL DE, HÜKÜMETİN BAKANI HÜKÜMETİN BAKANIDA boşbakanın karısının KORUMASI SANKİ !!

Utanmadan gerizekalı başta Türkiye Gazetesi ve diğer çıkarcı ve erduvanın gıçının kılı medya Haklı olduğu halde KAMER GENÇ e yükleniyor ancak sizin okurlarınız yer bu durumu onlarında zeka seviyesi belli zaten.  
Share:

25 Kasım 2013 Pazartesi

Büyük Şehir Belediyesi Bilgisayar İşletmenliği Kursu

Tabi serbest kalacak onların asıl alınma amacı bence başkaydı. Ama birde bu salak akpnin sözde sibercileri bilgisayar kullanmayı bile bilmiyor. Kaldıki hack güvenlik işleriyle uğraşacak tavşanlar.. Önce Büyük Şehir Belediyesinin açtığı bilgisayar işletmenliği kursuna gitsinlerde (Orayı bile bitiremezler ya) sonra hack hük güvenlik deyip başkasını kovalasınlar. Birde Barış medyaya tarihi kapağı yaptı Bazıları Uygulamalı olarak yüze TÜKÜRÜR ! Barış atay kibarca Cümleleriyle TÜKÜRMÜŞ HELAL SANA BARIŞ!



Share:

24 Kasım 2013 Pazar

Abdurrahman Dilipak ve Bebek Katili Akrabalığı

Bu haberi yorumsuz olarak veriyorum. akpnin akili dilipak bebek katili öcalanın aileden birisi olduğunu ifade etti. Haberin ayrıntıları aşağıdaki gibidir.


Share:

AKP'de Üç Vekile İnce Ayar

AK Parti Grup Başkanvekillerinin önceki akşam dershanelerin kapatılmasına karşı çıkan açıklamalar yapan vekillerle ayrı ayrı görüştüğü öğrenildi...

AKP dershanelerin kapatılmasına karşı çıkan açıklamalar yapan vekiline “sözlü” uyarıda bulunuldu.

AK Parti Grup Başkanvekillerinin önceki akşam dershanelerin kapatılmasına karşı çıkan açıklamalar yapan Grup Disiplin Kurulu Başkanı Karaman Milletvekili Mevlüt Akgün, Burdur Milletvekili Hasan Hami Yıldırım ve Manisa Milletvekili Muzaffer Yurttaş ile ayrı ayrı görüştüğü öğrenildi. Edinilen bilgiye göre görüşmelerde milletvekillerine basına yansıyan taslak üzerinden açıklama yapmalarının doğru olmadığını ifade edildi, yanlış bilgiler üzerinden değerlendirme yapmamaları istendi. Parti disiplini çerçevesinde yetkili kurullarda her türlü görüş, eleştiri ve önerinin ifade edilebilecekleri anımsatılan vekillere “Farklı düşünebilirsiniz. Ancak hakaret boyutuna varan eleştiriler, partiyi küçük duşürücü açıklamalar asla mazur görülmez” mesajı verilerek, açıklamalarına dikkat etmeleri uyarısı iletildi.

Eleştiri Değil Hakaret

VATAN’ın sözkonusu milletvekilleriyle ilgili resmi bir disiplin süreci başlatılıp başlatılmayacağı sorusu üzerine şu aşamada buna ihtiyaç olmadığını söyleyen AK Partili kurmaylar, “Milletvekilleri bir konuda farklı düşüncede olabilirler, eleştirilerde bulunabilirler. Ancak İdris Bal örneğinde karşı karşıya olduğumuz eleştiri değil, hakaret ve iftiradır. İdris Bal, farklı düşündüğü için değil Başbakanımıza ve partimize hakaret ettiği yakışıksız benzetme ve ithamlarda bulunduğu için ihraç istemiyle disipline sevk edilmiştir” vurgulamısını yaptılar.

Grup Kararı Almayız

AK Partili kurmaylar bütçe görüşmeleri sonrası Meclis gündemine geleceği belirtilen dershaneler tasarısının Genel Kurul’daki oylaması için bağlayıcı grup kararı alınıp alınmayacağına ilişkin soru üzerine de, “Hayır. Biz bugüne kadar hiçbir yasa için böyle bir bağlayıcı grup kararı almadık. Buna ihtiyaç duymadık” yanıtını verdiler.
Share:

23 Kasım 2013 Cumartesi

Okyanus Ötesi Operasyon!!!


Cemaat AKP'yi Deniz Baykalı vurduğu taktik ile  vurmaya hazırlanıyor!

Cemaat AKP'li yöneticilerin özel hayatlarına ilgili belgeler paylaşacak.

 Uzun süredir devam eden Cemaat-AKP savaşı, dosya savaşlarına dönmek üzere. Cemaat AKP'li yöneticilerin yolsuzluk dosyaları ve özel hayatlarına ilişkin görüntüleri yayınlamak için düğmeye bastı. Cemaat yapacağı bu operasyonu Taraf Gazetesi'nin muhabiri Mehmet Baransu'ya yaptıracak. Mehmet Baransu için bir haber sitesi açılacağı, buradan AKP'li yöneticilerin  yolsuzluk dosyaları ve özel hayatlarına ilişkin görüntülerin paylaşılacağı öğrenildi.

Bu iddiaların sahibi ise AKP Hükümeti'ne ve MİT'e yakınlığı ile bilinen  sontv sitesinin editörü Ömer Adıyaman’a ait.

Ömer Adıyaman twitter’da şunları yazdı:

“1- Mehmet Baransu ve Emre Uslu 'Tape'leri yayınlayacağı siteyi 1 Aralık'ta açacak. O sitelere AK Parti içinden destek veren isimler de var.

2- Arena'da Mehmet Baransu olacak. Uslu gölgede kalacak. Baransu'yu finans edecek kişilerin listesi bende mevcut. Zamanı geldiğinde paylaşacağım.

3- Baransu bu sitede AK Parti'li bürokratların özel hayatlarını ifşaa etme operasyonu düzenleyecek.Tape'lerin geleceği yeri de siz tahmin edin”



Kaynak : SansursuzHaberCom
Share:

22 Kasım 2013 Cuma

Fazla Söze Gerek Yok...

Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK'ün bir sözü bir makaledir çoğu zaman,fazla söze gerek bırakmaz...
Hele bir de zaman onu haklı çıkarır da her sözü somutlaşırsa...

Hükumetin gündem değiştirme tuzağına düşmüyoruz, Diyarbakır'da yaşananlardan dikkatimizi dağıtma amaçlı kızlı-erkekli eğitim tartışması tuzağına gelmiyoruz, gözlerimizi ve dikkatimizi "ihanet ve bölünme" sürecinden çevirmiyoruz...

BİZ HALA BURADAYIZ...


Hulki CEVİZOĞLU
Share:

20 Kasım 2013 Çarşamba

Kürt Sorunu


KÜRT SORUNU : YIL : 1966 BARZANİ ŞÖYLE DİYOR “2. HEDEFİMİZ TÜRKİYE

BARZANİ’YE EVET....25/07/2010 AKP, yüz yıllık kürt planına teslim oldu.
Baba Barzani, “Hedef Türkiye ama  henüz erken!” demişti; oğluna her taviz verildi, sadece ‘toprak’ kaldı!


ABD-İngiliz planında finale doğru

Ekim 1920’de ABD Başkanı Wilson’ın çizdiği ve gerçekleşmesi için İngilizlerin de 100 yıldır çaba harcadığı ’Kürt haritası’na çok az kaldı. 29 Eylül 1966 tarihli Yeni İstanbul’a manşet olan baba Barzani’nin hayaline, AKP’nin peş peşe verdiği tavizlerle oğul Barzani ulaşmak üzere...


Çapulcu 8 il istiyor, iktidar bakıyor

44 yıl önce “Irak’tan sonra 2. mücadele cephemiz Türkiye olacak fakat henüz erken” diyen Molla Mustafa Barzani’nin sözleri sonrası Dışişleri Bakanlığı tahkikat başlatmıştı. AKP ise oğul Mesud Barzani’nin Türkiye, İran ve Suriye’den toprak istemesine çıtını çıkarmıyor!


Baş tacı ettiler

DIŞİŞleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, ’Kürdistan’ı tanıma yolunda dev adımlar attı. Sözde başkent ’Erbil’i ziyaret eden ilk Dışişleri Bakanı’ unvanına sahip Davutoğlu, “Kürdistan Başkanı” olarak davet ettiği Barzani’ye “Kak (ağabey)” diye hitap etti.


Önce babası...

Lozan’ı bir türlü hazmedemeyen emperyalistler onlarca yıl Mustafa Barzani’yi piyon olarak kullandı. Baba Barzani 1966’da “2. hedefimiz Türkiye’dir” dedi, Güneydoğu illerimizi “kürdistan” diye gösterdi.


Şimdi de oğlu

BabasInIn “Ancak henüz erken” dediği Türkiye’yi parçalama projesini şimdi oğul Barzani, hem de AKP iktidarıyla kol kola uyguluyor. Irak’ın kuzeyine çöreklendirilen çapulcubaşı, Türk topraklarını sahiplenmeye kalktı.


İlk desteği Abdullah Gül vermişti

23 Mart 2009’da Bağdat’ı ziyaret eden Cumhurbaşkanı Gül, uçakta gazetecilere Irak’ın kuzeyi için “Kürdistan” ifadesini kullanarak peşmergeye destek çıktı.


Asıl hedef yeni Yahudi devleti

İsrail’in de desteklediği ‘Bağımsız Kürdistan’ projesinin nihai hedefiyse Yahudi aşiretten gelen Barzani eliyle Orta Doğu’ya İsrail’den sonra 2. Yahudi devletini kurmak.


Salim YavaŞoĞlu’nun haberi
Share:

19 Kasım 2013 Salı

KÜRDİSTAN...


El ele oturdular...
Bu parmaklarını öbürünün parmaklarına geçirdi...
Öbürü de parmaklarını bunun parmaklarına doladı...
Dolayınca...
Diğeri bacak arasından elini sokup öbürünün tek ayağını kucağına aldı...
Bir süre öyle, üç ayak aşağıda bir ayak yukarıda oturdular...

*

Diyarbakır’daki “barış sürecini” anlatıyoruz...

*

Ağlama kısmı...
“Ah diyorum ah... O da (Ahmet Kaya) burada olsaydı ah...” dediğinde törenin ağlama kısmına geçildi...
Durup dururken ağlamakta üç iddialı isim oradaydı:
İbrahim Tatlıses...
Bülent Arınç...
Emine Erdoğan...
Bülent Arınç ilk “fırt” ile önde başladı... Emine Hanım ona eşlik ederken... İbrahim Tatlıses iki “fırt” bir büyük mendil ile öne geçti...

*

Medya...
Diyarbakır’a giden gazetecinin basının işlevi konusunda yapacağı iki iş vardır:
Bir; poşu bulup dolamak...
İki; mendil bulup oynamak...
Gazetelerde daha çok elinde mendil, oynayan gazetecileri görmeniz hiç de rastlantı değildir... Uçaktan elinde mendil, oynaya oynaya inenler var...
Mesleki açıdan haber atlatmak değilse bile, halay atlatmak diyelim...

*

Başbakan’ın “Kürdistan” gezisinde protokol ve medya karşılaşırlar tabii ki zaman zaman...
Protokoldekiler birbirlerini kucağa aldıkları için, yuvarlana yuvarlana Kale Kapısı istikametinden gelirken...
Medya mendil ile oynaya oynaya Dağkapı yönüne gitmektedir...

*

Ne oldu diyor hâlâ Diyarbakır’da...
“Kürdistan” ilan edildi...
Devletin dilinden...
Daha ne olsun?..
Onlar anladılar, konuklarını “Kürdistan’a hoş geldiniz” diyerek karşıladılar, haritasını bile yayımladılar da...
Sen niye anlamıyorsun?..

*

Anlamayan salak kaldı mı?..

*

Nasıl anlatılır daha?..
Hâlâ anlamayan varsa...
İzninizle...
Biraz oynayıp geleyim...
***

(Cumhuriyet - 19\11\2013)

Share:

Marmaray Su koyuverdi

soL Haber Portalı'nda yer alan habere göre Bütün uyarılara rağmen AKP'nin büyük bir şov ile 29 Ekim'de açılışını yaptığı Marmaray'da, yurttaşların yaşamını tehdit eden yeni bir ihmal ortaya çıktı.
 
soL'un elde ettiği görüntülere göre, Marmaray'daki kuzey kısım, alt 10. segmentte su kaçağı bulunuyor. Diğer kaçak ise, yine kuzey kısım segment 13'te.

İşte o inanılmaz ihmalin görüntüler



Share:

Şehitler öldü, vatan bölündü !

Yıllarca “Şehitler ölmez, vatan bölünmez” diye sloganlar atıldı.
Ama geçen cumartesi (16 Kasım 2013), şehitler öldü, vatan bölündü!..

‘Amed’de(!) düzenlenen törenlerde ‘T. C.’ Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, resmen ‘Kürdistan’ sözünü kullandı, vaktiyle kendisine TV’ler önünde “Has…tir” diyen PKK hamisi Baydemir ile el ele tutuştu.
Düğün evinin kamberi ise, atasından beri Türkiye’de gözü olan Barzanilerin son temsilcisi Mesut Barzani idi!
Ben, “Tüm bunlara karşı, ilk milli hükümet döneminde Ankara’mızın adı Atatürk olsun” diye boşuna öneride bulunmamıştım.
Onlar, daha şimdiden Diyarbakır’ın adını Amed yaptılar.
“Ağacın dalları nerenize battı Eyy Başbakan? Hastirin diyorum, hastirin” diye bağıran Diyarbakır Belediye Başkanı Baydemir, Barzani’ye ‘Amed Kitapçığı’ armağan etti.
Hep birlikte, -bu gelişmeler karşısında tırnaklarını yiyen- İmralı’daki Öcalan’ı da kutsayarak, onu biraz sakinleştirmeye çalıştılar.
Şehitler öldü, vatan bölündü!..

***
Barzani, Diyarbakır Belediyesi’ni ziyaret ederken:
“Amed’e barış için geldik” dedi, şehitler bir kez daha öldü!

Devam etti:
“Sayın Öcalan’ı ve Erdoğan’ı kutluyoruz…”
Şehitler cennet mekânında yan döndü!

***

İşine gelince, “Ordu peygamber ocağıdır” de, sonra peygamber filan dinleme, orduyu yok et!
İşine gelince, “Kur’an’ı Kerim’de Allah buyuruyor. Şehitler ölümsüzdür. Biz onları öldü sanırız ama onlar ölmez” de, sonra şehitlerin kemiklerini sızlat!
İşine gelince “Bir vatan, bir bayrak” de, sonra vatan içinde başka vatan oluşturmaya çalış!

***

Hiçbiri tesadüf ya da yanlış anlaşılma değil.
Hepsi bilinçli.
Ne dedi, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay?
“Erdoğan’ın Kürdistan adını kullanıp kullanmamasını çok tartıştık ve sonunda bilinçli kullandık. Bu ifade uluslararası alanda kullanıyor ama Türkiye’de kullanılmıyordu. Türkiye rahatlıyor, çözüm süreci ilerliyor!”
Rahatlayan Türkiye değil ama evet birileri çok rahatlıyor.
Türkiye’nin çözülme süreci ilerliyor, şehitler bir kez daha ölüyor, vatan bölünüyor !



Share:

Öncesi ve Sonrası | Buna Nediyeceksiniz


Boşbakan ve Arınç önce dediki

18 Şubat 2012 de kayıtlarımıza düşen görüntü

 

Sonra böyle oldu


 



Share:

17 Kasım 2013 Pazar

Akp Kanunu Teröristle Omuz Omuza!!!

Sağdaki TERÖRİST YANDAŞI nın emniyet ve jandarma tarafından arama emri vardır. 
Soldaki ise (SÖZDE)Türkiye İçişleri Bakanıdır.İç güvenlikten sorumludur(SÖZDE).. 
Varın siz düşünün... 
TÜRK BAYRAĞI TAŞIYANLARA GAZ ..KURŞUN ..TAZYİKLİ SU... BUNLARIN NE OLDUĞUNU HALA ANLAMAYAN VARSA O DA BUNLAR GİBİDİR ..... 

Share:

ALLAH mı? Terörist Recebin Kahramanları mı?!!!

Recep'in kahramanları yine Suriye de el lazkiye bölgesinde Alevi katliamı yaptı birde bunlarla övünüp resim çektiler birde bunu ALLAH adına yaptıklarını çok rahat söyleye biliyorlar. Ya bunların islamla sorunları ALLAH'ı Terörist göstermeye çalışıyor. Yada yadasını artık siz bilirsiniz....Görmemezlikten gelmeyin bu vahşeti  PAYLAŞIN PAYLAŞTIRIN herkes görsün Erdoğanın tarikatını zihniyetini ve destek verdiği kahramanlarının vahşetlerini.... Terörizminizi ALLAH ha yamamaya çalışıyorsunuz ŞEYTANIN ÇOCUKLARI..

Share:

KANSIZLAR BUNA NASIL YORUM YAPACAKLAR

AKP-PKK'nın kardeşliği... Askerlerimizi şehit eden PKK elebaşının yanında bölücü Tayyip'ten başka kimin fotoğrafı var? Dün buluşmanın amacı Kürdüstan diyen başbakan Başkentmiz Diyarbekir diyenlere Diyarbakırı teslim mi etti?(EVET) Şimdi bunların peşinden koşanlar buna ne cevap vereceklermi yoksa kuyruklarını kıstırıp susacaklar mı? KANSIZLAR

Share:

16 Kasım 2013 Cumartesi

Allah Muhafaza-kâr Parti…


İstersen içine “demokrat”ı koy… “Muhafazakâr demokrat parti” de… Zırnık yakışmaz…

*

Son on günün bilançosuna bak:
- Karşı devrimin simgesi türban kamuya girdi…
- Andımızı okuyan öğrenciler gözaltında…
- Türbanlı milletvekilleri alkışlarla Meclis’e geldiler…
- Atatürk’ün ölüm günü zihniyetin en önde gelen gazetesi tam sayfa “Olmasaydı da olurduk” diye ilan yayımladı…
- Tekke ve zaviyelerin serbest bırakılması için kanun teklifi verildi…
- Başbakan öğrenci evlerini hedef gösterdi…
- Polis öğrenci evlerini basmaya başladı…
- THY uçaklarında ilk ezan okundu…
- Polis, arabasına Atatürk posteri asanı durdurup sökmek istedi, toplanan yürekli insanlar izin vermediler…

*

Sadece on günde bunlar oldu…
On yılda olanlarla çarpın…

*

Bir kara bulut gibisin…
Çöktün Türkiye’nin üzerine…
Ufuk çizgisi zifiri karanlık…

*

Muhafazakâr demokrat partiymiş!..
Neren demokrat?..
Sadece dinin emirlerini demokrasi sınırının içinde muhafaza edip… Geri kalan ne varsa tekmelemek midir “muhafazakâr demokrat” olmak?..
Çağdaş yaşam, ifade özgürlüğü, laik eğitim, evrensel hukuk…
Kadın, genç, çocuk…
Ne varsa…
Tümünü düşman sayıp, sadece yobazlığa yol vermek midir “muhafazakâr demokrat”lık?..

*
İlla isim istiyorsan…
“Allah Muhafaza-kâr parti” de…
Bak yakıştı…

Share:

Abdülhamit günü


Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Metin Hülagü, Abdülhamit araştırmaları ve sevgisi ile tanınan bir isim. Bunu Cumhurbaşkanı tarafından o göreve atandığında da yazmıştık.
Prof. Hülagu, 10 Kasım’da Stockholm’de  konferans veriyor. Konu; 2. Abdülhamit... Konferansın başında “saygı duruşu” çağrısı yapılıyor. Ama kime saygı, Atatürk’e mi Abdülhamit’e mi belli değil... Bazı izleyiciler protesto için salonu terk ediyor... Tartışmalar yaşanıyor.
Metin Hülagü’nün Atatürk ve Cumhuriyet’le ilgili tek araştırması yoktur.
***
Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Prof. Derya Örs, bir Fars dili ve edebiyatı hocası olup Atatürk’le ilgili araştırması yoktur.
Atatürk Araştırma Merkezi’nin başına getirilen Mehmet Ali Beyhan da yine Abdülhamit hayranı bir isimdir. Kendisi söyler...
Bütün bu isimleri Cumhurbaşkanı oraya bilerek ve kendilerinden bir şeyler bekleyerek atamıştır.
Aynı Cumhurbaşkanı, 10 Kasım’da bakın ne diyor:
“Türk milletinin onurlu ve şerefli bir millet olarak yaşaması Atatürk’ün hayatı boyunca en önemli hedefi oldu. Demokratik, laik bir yönetim yapısının benimsenmesini sağlamasının önemi de bugün çevremizde yaşananlar dikkate alındığında daha iyi anlaşılacaktır.”
Yapılan atamalar bu sözlerle bağdaşıyor mu?

Hırsıza tutanak!

Küçükesat’ta oturan Ankaralı meslektaşımızın evine güpegündüz hırsız girmiş. Akşam üzeri eve geldiğinde durumu anlayınca Küçükesat Karakolu’na telefon ederek polis istemiş. Gerisini kendisinden dinliyoruz:
“Polis arkadaşların eve gelmeleri bir hayli gecikince sebebini sordum. Sadece o gün kendi sorumluluk bölgelerinden 11 hırsızlık şikayeti gelmiş. Hırsızlık olayının bu kadar fazla olmasının başta gelen bir nedeni cezasının 2 yıldan az olması yüzünden hakimlerin tutuklama kararı verememesiymiş. Suçüstü yakalayıp hakim karşısına çıkardıkları hırsızların bile hemen serbest bırakıldığını yana yakıla anlattılar. Daha sonra parmak izi araştırması yapmak üzere ikinci bir ekip geldi. İşlerini bitirdikten sonra tutanak için karakola gittik. Tutulan tutanağı imzalarken baktım, yanıbaşımda bir başka vatandaş da benzer bir belgeyi imzaladı, işi bitince de benden önce çekip gitti. Bir polis memuru, az önce yanınızda tutanak imzalayıp giden kişi sizce kimdi, diye sordu. Ne bileyim, herhalde benim gibi evine hırsız giren bir vatandaştır, deyince polis memuru güldü.
- Hayır, bilemediniz, dedi. O kişi ekiplerimizin yakaladığı bir hırsızdı. Mahkeme serbest bırakınca hakkında tanzim ettiğimiz tutanağı imzalayıp gitti...”

ORMAN

Belgrad Ormanı, Manyas Gölü gibi milli parkların da imara açılmasına olanak sağlayacak ve bu nedenle 113 sivil toplum örgütünün tepki gösterdiği Tabiat Kanun Tasarısı, tüm itirazlara rağmen Meclis Genel Kurulu gündemine alındı.
Vatan’ın haberine göre tasarının çarşamba ve perşembe günleri görüşülmesi bekleniyor. TEMA, yasa tasarısıyla ilgili “Tarihi bir hata olur” yorumunu yapıyor.
Tasarıyla bugüne kadar doğal alanlarda kurulacak HES’leri engelleyen “milli park kalkanı” da kaldırılıyor. Kestiği ağacın yerine fidan dikmenin aynı şey olduğunu iddia eden; maden, yol, AVM özetle para getirecek ne varsa ağaç ve ormanı onun önünde engel gören bir iktidar var işbaşında.
Ülkemizi onlardan koruyalım...

“Osmanlı’yı tekrar kuracağız” diyenler işe
Atatürk’ün kurtarmış olduğu Türkiye’den değil,
- İsrail, Ermenistan, Yunanistan, Bulgaristan gibi -
Osmanlı’nın kaybettiği topraklardan başlasınlar...
****
Sahilde olta atanlardan 200 lira alınacakmış.
Yasaklar bitmiyor!
Rakıdan sonra rakı - balık da yasak!
Akif Kökçe

BEKLE

CHP’de 19 milletvekilinin imzasını taşıyan araştırma önergesi, on gün kadar önce CHP Meclis Grup Yönetimi’ne verildi.

Konusu:

“AKP iktidarının, ‘laik devlet’ ilkesini açıkça ihlal eden eylem ve söylemlerinin araştırılması” idi...
Bu önerge on gündür Meclis Başkanlığı’na sevk edilmiyor. Neden? Genel Başkan istemiyormuş... Önerge nasıl olsa kabul edilmez, çok çok üzerinde bir iki saat konuşulur. Bunda çekinecek ne var? Dolaylı söylentilere göre...

Genel Merkez “AKP’nin kapatılmasına zemin hazırlıyorlar” diye suçlanmaktan çekiniyormuş. AKP’yi AKP’den çok düşünüyorlar kısacası...

Melih Aşık




Share:

Acun’a TV8′i aldıran Başbakan mı?


25 yıldır tanıdığım Mehmet Nazif Günal‘ın TV8′i satmasına şaşırdım zira Günal hem televizyonculuğu pek sevmiş hem de eskiye oranla özellikle yoğun olarak bulunduğu turizm sektöründe yayıncı olmanın karşılığını somut olarak almaya başlamıştı.

Derken dün Nazif’e çok yakın olan ortak tanıktan şunu dinledim:

-”Tayyip bey, ‘Nazif TV8′i Acun’a ver’ deyince mecbur kaldı satmaya!”

Tabi bu bir iddia ki pekala yakıştırma da olabilir ancak…

İstanbul Havalimanındaki ortakları gazete ve televizyon almaya çalışırken Nazif’in hem yararlandığı hem eğlendiği oyuncağını durup dururken satmayacağı kesin ki maddi olarak problemi de yok.

Diyeceksiniz ki hangi işadamı yararlanıp eğlendiği şirketini başkalarının telkini ile satar!

Devletle yoğun işiniz varsa ve o devletin başında Tayyip Erdoğan gibi biri bulunuyorsa tereddüt etmeksizin satar!

Bir başka ayrıntı, Tayyip, Gezegen Mehmet isimli kendine çok bağlı malum çocuğa devlet eliyle Kral Grubunu tahsis etmiştir ki Acun da Erdoğan’ın gözünde ikinci Gezegendir.

***

Mehmet Perinçek ve diasporanın işbirlikçileri!

Ermeni diasporası bütün dünyada soykırım yalanının 100. yıl hazırlığını sürdürürken Türkiye yargısı, üniversitesi ve topyekün devleti bırakın buna karşı mukabele etmeyi tam tersine yaptığı araştırmalar ve Rus arşivlerinden bulduğu belgelerle bu yalanı bilimsel olarak çürütüp çöpe atan Mehmet Perinçek‘ten uluslararası zeminlerde yararlanacağına ona zulüm yapmakla meşgul.

Evet Newyork, Londra, Paris ve Roma benzeri merkezlerde dünya bilim çevrelerine bulduğu belgeleri paylaşmasıgereken Perinçek’e devlet tarafından bırakın böyle bir görev verilmesi, iki yıl mesnetsiz şekilde hapiste tuttukları yetmedi şimdi bir de üniversiteden kovdular.

Bu yapılan zulüm ötesidir ve gerçekte hedef alınan Mehmet Perinçek’in şahsında Türk tarihi ile vatanıdır.

Hiç kuşkum yok Mehmet Perinçek’e kesilen cezalar babası Doğu bey’in izinde olması yani Ermeni diasporasının oyununu bozma teşebbüsündendir.

Böyle bir tabloda Mehmet Perinçek’lere sahiplenmek bayrağa sahiplenmek gibidir..

***

Cemaatın Hakan Fidan riyakarlığı bunun içinmiş!

Cemaatın medyadaki amiral gemisi Samanyolu TV önceki gün Hakan Fidan için tabir yerinde ise destansı bir yayın yaptı ve aylarca aşağılayıp Türkiye’yi felakete götürdüğünü söylediği Fidan’ı birden kahraman ilan ediverdi.

Peki kendini inkar demek olan bu savrulma niçin mi?

Cemaatın dersane ve benzeri birkaç konuda iktidar tarafından kuşatılmasından!

Rivayet o ki Cemaat bu kuşatmayı yarmak için Tayyip Erdoğan’a art arda elçiler gönderip yakarmış ve aman dilemiş!

Tayyip Erdoğan da burnundan kıl aldırmayarak, “Önce Hakan Bey’e ettikleri hakaretleri geri alsınlar sonra bakarız” demiş ve Samanyolu da bunun üzerine kendini inkar noktasına savrulmuş.

Gördünüz mü Cemaatın tutarlılığını!

Cemaatle yoldaşlık hesapları yapan Kılıçdaroğlu ile Sarıgül gibiler umarım bu olandan ders çıkarırlar!

***

İhanet ve işbirlikçiler!

Önceki gün yazdığım “Bahçeli’nin MHP’ye son ihaneti” başlıklı yazım tahminlerimin ötesinde ilgi uyandırdı ve e-mail ile telefon sağanağına tutuldum. İnanın yüz küsür mesajın içinde bir tane olsun hak vermeyen yoktu zira Bahçeli’nin Ankara’da Mansur Yavaş ile Turgut Altınok‘u aday yapmaması gerçekten ihanet olarak yorumlanıyor.

Dramatik olan Bahçeli’nin kendi koltuğunu muhafaza adına partisine Ankara’yı kaybettirmeyi göze alan bu tutumuna MHP’li 50 vekilin sus pus olması ve kamuoyu önünde zerre tepki verememesidir.

Kusura bakmasınlar ama MHP’li mebuslar o tavırları ile önceliklerinin ideal-fikir ve partilerinin yararı değil, MHP Müdürüne yaranmak olduğunu ortaya koymuşlardır.

***

Diyarbakır randevusunun perde arkası

Kuşkusuz Barzani’nin Diyarbakır’da ağırlanmasında AKP adına mahalli seçim hesapları var lakin asıl sebep bu değil.

Erdoğan, Barzani’yi Diyarbakır’da ağırlayarak Kandil ile BDP’ye şantaj yapıp Öcalan’a mesaj gönderiyor ve “Siz zoraki sürdürülen barış sürecinde patinaj yapar ve Suriye’de PYD’ye desteğinizi sürdürürseniz ABD ile beraber Barzani ile yola devam ederiz” diyor.

İlaveten Musul-Kerkük petrollerinin işletilmesinde Barzani’den yararlanılabileceğini umut ediyor.
Erdoğan bu tür hesaplardan hareketle aslında Kürdistan’ı resmen tanımış oluyor zira Barzani’nin bir dönem “Ben de oraya karışırım ha…” diye yer belirterek tehdit saldığı Diyarbakır gibi hassas bir merkeze çağrılmasının bundan başka izahı olamaz.
Share:

Definition List

Unordered List

Support