Hz. Mevlana Cahille girme münakaşaya; Ya Sinirini zıplatır Havaya, Yada yazık olur Adabına... Demiş bugün yazık olsun adabımıza münakaşa girmiyorum biraz haddini bildirmek istiyorum anti ATATÜRK'çü Hükümet erkanı, yavşak yazarlar ve bunların yanaşmalarına.
''Bu millet neyse Atatürk de odur''
“Atatürk devleti içki masasında kurdu” diyen Mümtazer Türköne mosmor olacak !
Zaman gazetesi yazarı Mümtazer Türköne’nin son köşe yazısına tepkiler çığ gibi büyüyor. Atatürk’ü ve cumhuriyeti kuran insanları hedef tahtasına oturtan Türköne, alkol yasaklarına değindiği yazısında “Cumhuriyet içki masasında kuruldu” demişti.
Türköne yazısında Atatürk döneminde devlet kararlarının alkol masasında alındığını yazmış ve “Acaba kaç promil alkollüydüler?” diye sormuştu.
Zaman gazetesi yazarının bu yazısına internet haber sitelerinde ve sosyal medyada tepkiler büyük oldu. Diğer yandan Türköne’nin bu sözleri, BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş yaptığı bir konuşmayı da akıllara getirdi.
Haydar Hoca, Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyeti kurarken Bektaşi dergahına gittiğini söylediği konuşması, Türköne’ye adeta bir cevap niteliğinde.
"DEVLET BEKTAŞİ DERHINDA KURULDU"
Haydar Baş, Atatürk’ün Türköne’nin söylediğinin aksine cumhuriyet kararları için alkol masasına değil Bektaşi dergahına başvurduğunu savunuyor:
“Dergahta Cemalettin Çelebi hazretlerinin huzurunda tam 3 gün beraber oturup konuşuyorlar. Şu anki Türkiye Cumhuriyeti ismini koyan Cemalettin Çelebi hazretleri ile Mustafa Kemal Paşa’dır.”
"DİNSİZ DİYE TANITTILAR"
Atatürk’e dinsiz ve İslam düşmanı diyen kesime seslenen Haydar Hoca şunları söylüyor:
“Kemalist denilen insanlar da ateist bir Atatürk tanıttılar, dindar denilen İstiklal mücadelesinden kaçanlar da dinsiz bir Atatürk tanıttılar. Mustafa Kemal’in 7 yaşında Kuran-ı Kerim’i hatmettiğini biliyor musunuz? Mustafa Kemal’in 8 yaşında hafız-ı kelam olduğunu yani Kuran’ı ezberlediğini biliyor musunuz?
Yazın okul tatillerinde annesinin dergahına gider, Rıfat Efendi hazretlerinin dizinin dibinde, Allah’ı zikrederdi. Şimdi bu insana ‘dine karşı’ diyorlar. Bu iftiralar yeni başlamadı.
"HİLAFET KALDIRILMADI.."
Mustafa Kemal Paşa, saltanatı kaldırmıştır. Niye? Çünkü İslam dininde saltanat yoktur. Çok ince bir nokta var. Mustafa Kemal, hilafeti kaldırmamıştır. Hilafeti TBMM’e tevdi etti. Şu anda Meclis’tedir bu.
Kendisi halife olamaz mıydı ? Bu incelik İslam’ı bilmeyen bir insanın uygulayabileceği bir incelik değildir. Atatürk’ün inancı şuydu; ‘Halife demokratik yolla parmak kaldırılarak seçilen bir şahıs değildir. Hilafet kurumu dini bir kurumdur. Peygamber’in makamıdır. Bunu Allah’ın resul olarak tayin ettiği insanlar belirler. Bu konuda cenab-ı hak bana bir yetki vermediği için, ben halife olamam. Yarın sahibini bulsun Türkiye tekrar ayağa kalksın.’
Mustafa Kemal bu milletin evladı. Bu millet neyse o da odur. O ‘asker’ Mustafa Kemal’di, buradaki ise ‘hoca’ Mustafa Kemal”
mümtaz Türköne KİMDİR ?
Soyadındaki TÜRK kamufle amaçlıdır..
Tek Kelimeyle Soysuz, İktidarsız, Kukla ve Başarısız biridir.
Biografisi aşağıdaki gibidir. (mümtazeri pembe ile belirtmemin de bir nedeni vardır siz anladınız :) ..)
Mümtaz'er Türköne, (d. 1956 İstanbul), olarak başlar hayatı geçmişine fazla değinmez bu zat yakın çevrelerden edinilen bilgiye göre işgalci kuvvetlerin ektiği tohum olarak bilinir. BUndan sonra ki hayatında ise başarısız bir öğretim görevlisi ve yine başarısız iki evlilikten sonra Türköne 12 Haziran 2011 Genel Seçimlerinde Adalet ve Kalkınma Partisi İstanbul milletvekili aday adayı olmuştur. Ancak bu kadar başarısız bir yaşam sonucunda AKP tarafından milletvekilliğine aday gösterilmemiştir. Fakat ATATÜRK'e karşı tutumu ile geçmişte İşgalci kuvvetlere dayalı hısımlık söz konusu olduğundan olacak ki 21 Aralık 2011 tarihinde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından Prof. Mümtaz’er Türköne, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Yönetim Kurulu üyeliklerine getirilmiştir. Lakin Türköne, 5 Ocak 2012 tarihinde bu görevdede fazla başarı sağlayamadığından istifa etmiştir.(ETTİRİLİR)... Ama yine nede olsa hısımlık var arada derler ve boktan bir gazetede hükümet ve erkanının kuklası olarak sanki kendisi yazıyormuş gibi makale yazar.
(KENDİLERİNİN NE KADAR SOYSUZ OLDUKLARININ İSPATIDIR..)