Ekonomi Çöküyor

Hani Büyük ve Güçlü Ekonomimiz vardı.

This is default featured slide 1 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.This theme is Bloggerized by Lasantha Bandara - Premiumbloggertemplates.com.

This is default featured slide 2 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.This theme is Bloggerized by Lasantha Bandara - Premiumbloggertemplates.com.

This is default featured slide 3 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.This theme is Bloggerized by Lasantha Bandara - Premiumbloggertemplates.com.

This is default featured slide 4 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.This theme is Bloggerized by Lasantha Bandara - Premiumbloggertemplates.com.

This is default featured slide 5 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.This theme is Bloggerized by Lasantha Bandara - Premiumbloggertemplates.com.

29 Haziran 2013 Cumartesi

Ekono-Komik Memleketimden İktisat Efsaneleri

SADECE YANLIŞ HESAP DEĞİL PALAVRA VE YALANLAR DA BAĞDAT'DAN DÖNÜYOR.
MİLLETİ ENAYİ ZANNEDEN ZİHNİYET ENİNDE SONUNDA İLMİN IŞIĞINA TAKILACAK...


Memleketimden iktisat efsaneleri
8 Haziran 2013

ADALET ve Kalkınma Partisi daha doğrusu Recep Tayyip Erdoğan 2002 yılının sonunda iktidara geldi.

10 yılı aşkın bir süredir Sayın Erdoğan (R.T.E.) “tek adam” olarak ülkeyi yönetmektedir. R.T.E’nin yönlendirdiği Türkiye’nin 10 yılda mucizevî bir iktisadi gelişme gösterdiği şeklinde yaygın bir söylem var. Bu söylem, sadece Türkiye’de değil, yurt- dışında da yaygındır. Acaba bu sav, bir gerçeğin ifadesi midir? Yoksa bir efsane midir? Bugün bu savı eleştirel bir açıdan irdelemek istiyorum.

BİRİNCİ EFSANE:
KİŞİ BAŞINA MİLLİ GELİR ÜÇ KAT ARTMIŞTIR
Yanlış. Doğrusu, kişi başına milli gelir 10 yılda % 45 artmıştır.
Üç kat artmış hesabı (ki, aslında 2 kat artmış veya 3 katına çıkmıştır demek gerekir) cari dolar fiyatıyla yapılan bir tercüme hatasıdır.

Her ülkenin milli geliri ve büyümesi ulusal para ile hesaplanır. Ulusal para biriminin dolar karşısında değerlenmesi veya değer kaybetmesi büyüme oranını değiştirmez. Mesela 9 Haziran 2008’de 100 Japon Yen’i 0.94 dolar ederken, 24 Ekim 2011’de 100 Japon Yen’i 1 dolar 32 sente yükselmiştir.
Japon parası, Dolara göre % 40 değerlenmiş ve Japonya’nın gerçekte pek de artmayan kişi başına milli geliri, cari dolar kuruyla hesaplandığında % 40 artmıştır.
Ama hiçbir Japon başbakanı, bununla böbürlenmemiştir.

İKİNCİ EFSANE:
10 YILDA TOPLAM MİLLİ GELİRİMİZ ÇOK HIZLI ARTTI
Yanlış. Son 10 yılın ortalama büyüme oranı % 5’tir.
Bu oran önceki 80 yılın ortalama büyüme hızına kabaca eşittir. Değişen bir şey yoktur.
Faraşlaşan cari açık devalüasyon krizine sebep olmasın diye, büyüme hedefi 3 yıl için % 5’e bağlanmıştır.

ÜÇÜNCÜ EFSANE:
TÜRKİYE EKONOMİSİ BÜYÜKLÜKTE DÜNYA 17. OLDU
Olmadı; zaten öyleydi. 1993 yılında da Türkiye, toplam milli gelire göre dünyanın en büyük 17. ekonomisiydi. Bazen bir basamak çıktı, bazen bir basamak indi. 19 yıl sonra 2012’de de büyüklük sırası değişmemiştir. Yani Dünya’nın 17’inci büyük ekonomisidir. Önümüzdeki 10 yılda da bu değişmeyecektir.

DÖRDÜNCÜ EFSANE:
IMF BORCUNU SIFIRLADIK, BORÇSUZ ÜLKE OLDUK
Eksik konuşarak yalan söylemek işte budur.
AKP’nin ekonomide aldığı en başarısız sonuç dış borç yükünün aşırı artmasıdır.
(Diğer yandan efsanesinin çıkış sebebi de budur.)
Dış borçlarımız, 2002’deki 130 milyardan, 2012’de 337 milyar dolara çıkmıştır. Çıkış devam etmektedir.

Ülkemiz, hiçbir dönemde bu kadar çok dış borç yükü altına girmemiştir.

IMF’ye olan borçlar, vadeleri geldiğinde yabancı bankalardan alınan yeni döviz borçlarıyla kapatılmıştır. Olay bundan ibarettir.

Son Söz: Efsane, efsunlar.
EGE CANSEN
Share:

Ben Yanlış Anlamışım

Milliyet gazetesinin haberine göre; Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi Zeynep Melis Güzel, Gezi olayları sırasında hayatını kaybeden Ethem Sarısülük olayında 'meşru savunmanın' yeniden öğretilmesi için fakültesine başvurdu.

Sarıssülük'ü vuran polis “meşru müdafaa” gerekçesiyle tahliye edilmişti.

İşte Güzel'in dilekçesi:




KAYNAK
Share:

Oltaya gelme Voltaya Gel

Ankara yeni bir eyleme başladı: "Oltaya gelme, voltaya gel". "Madem ki memleket dev bir cezaevi, buyurun voltaya"

Bizde Bu Zeka Olduğu Sürece Çekecekleri Var:))
Share:

25 Haziran 2013 Salı

AKP’NİN PALAVRALARI VE REKORLARI…

Bu yazıyı kesin ve çevrenizdekilere okuyun veya okutun.

Son dönemde AKP ekonomi ile ilgili gerçekleri saptıran açıklamaları ve kırdığı “keşke kırılmasaydı” denilen rekorlarıyla halkı daha çok yanıltıyor.

Son dönemde AKP ekonomi ile ilgili gerçekleri saptıran açıklamaları ve kırdığı “keşke kırılmasaydı” denilen rekorlarıyla halkı daha çok yanıltıyor.

Daha ötesi kandırıyor.

İşte size birkaç örnek:

- Türkiye’nin IMF borcunu sıfırladık.

(Vatandaş zannediyor ki Türkiye’nin dış borçlarının tamamı sıfırlandı. Oysa, dış borçlar dağ gibi büyüyor. AKP’nin IMF’ye ödediği son borç tutarı olan 426 milyon dolar, Türkiye’nin mevcut dış borcu olan 350 milyar doların yaklaşık 800’de biri!)

- Milli geliri üçe katladık.

(Doğru değil. Doğrusunu Dani Rodrik günlerdir açıklıyor. Cari dolar kuruyla, üç kat değil yüzde 40 arttı.)

- Merkez Bankası rezervlerini 130 milyar dolara çıkardık.

(Doğru değil. 65 milyar doları mevduat munzam karşılığı emanet para, 7 milyar doları Almanya’daki işçilerin, 21 milyar doları altın. Gerçekten tamamı Merkez Bankası’na ait 130 milyar dolarımız olsa, son zamanlarda 6-7 milyar dolar yurt dışına çıktı diye dolar böyle fırlar mıydı?)

- Türkiye’yi dünyanın en büyük 16’ıncı ekonomisi yaptık.
(Doğru değil. 10 yıl önce de 16. idik)

Bu yazıyı kesin ve çevrenizdekilere okuyun veya okutun.

Maalesef çok kişi gerçekleri bilmiyor!

BORÇ, CARİ AÇIK VE BÜTÇE AÇIĞI

Bunlar da AKP’nin “keşke kırılmasaydı” dediğimiz rekorları:

- Dış borcumuz Cumhuriyet tarihi rekorunu kırdı 350 milyar dolara ulaştı,

- Cumhuriyet tarihinin en yüksek cari açığı 2011 yılında 75 milyar dolar olarak gerçekleşti,

- 2012 yılındaki cari açığın milli gelire oranı Avrupa’nın en yüksek oranı oldu,

- Sıcak para stoku 2013 Mayıs sonunda 170 milyar dolar ile tarihin en yüksek düzeyine ulaştı,

- 2009 yılında Cumhuriyet tarihinin en büyük bütçe açığı verildi.

İŞSİZLİK REKORU

Krizin teğet geçtiği 2009’da işsizlik yüzde 14.7 ile rekor kırdı.

AKP öncesi dönem yüzde 9’u bile aşmayan işsizlik, AKP döneminde iki kere yüzde 10’un altına indi. 8 yıl süreyle hep yüzde 10’un üzerinde kaldı.

Durmak yok rekorlara devam…
Share:

24 Haziran 2013 Pazartesi

Batman müftüsü Hasan Aksoy ile AK Parti eski milletvekili Ahmet İnal Telefon Görüşmesi

AK Parti eski Milletvekili Ahmet İnal'in, müftü Hasan Aksoy'u arayıp tehdit ettiği bu video intenette paylaşım rekoru kırıyor...

Sosyal medya şimdide bu ses kaydı ile çalkalanıyor. İddiaya göre kayda alınanlar Batman müftüsü Hasan Aksoy ile AK Parti eski milletvekili Ahmet İnal... İnal, telefonla aradığı müftüyü 'eniştesi' için tehdit ediyor. "Seni perişan ederim haddini bil' diyerek müftüye demediği komayan İnal, "Sana 24 saat huzur bıraktırmam" diyor. İşte ses kaydındaki o diyaloglar;



Vekil: "Orada bir enişten var benim, sen onun yerini mi değiştirmek istiyorsun"
Müftü: "Evet, dayanılmaz çekilmez bir sorun oldu, görevini yapmıyor"
Vekil: "Ne yapıyor ne yapıyor Müftü efendi! Kendi halinde adam. Kendi kendine kıskanıyorsun onu
Müftü : Vallahi öyle değil
Vekil: Vallahi de öyle müftü efendi haddini bil! Seni orda 1 saat bıraktırmam. Seni kepaze ettiririm ha!... Ne istiyorsun bu adamdan
Müftü : Efendim konuyu bilmiyorsunuz! Haddin değil bunu yapmak. İstiyorsan çek git. Tayinini çıkartırım gidersin ordan.
Müftü : Benimle alakası yok yani...
Vekil: Onun bir kılına kıpırdarsan seni perişan ederim perişan. Haddini bil. Sen yabancısın zaten çeker gidersin ordan. Yapamazsın bunu. İlk kez böyle ağır konuşuyorum. Otur oturduğun yerde. Bölgeyi karıştırma Müftü : Ben karıştırmıyorum görevimi yapıyorum. Müsade edin bir de ben söyleyeyim.
Vekil : Hayır müsade etmiyorum. Otur oturduğun yerde görevin bitince çeker gidersin.

Share:

21 Haziran 2013 Cuma

Dış Mihraklar mı? Yoksa Halk'ın Ayak Sesleri mi?

Sinan Erdem de şok protesto | Bakanlar böyle yuhalandı....


Dış mihraklar bu zamanmı? düğmeye bastı. Halk artı yeter demeye uzun süre önce başladı. Sen ozamanada kulağının üstüne yattın.

Halkı kaale almadın. Bu Halk bundan sonra seni kaale alırmı...



Batılılar bize nasıl batılı gözle bakıp yanılıyorlarsa bizde batıya doğulu gözüyle baktığımız için yanılıyoruz. Bu tepki Türkleri rezil etmez tam tersi, güçlü ve gerektiğinde tepkisini koyan bir ulus olarak görürler. Ayrıca bırakın artık bu "ah rezil olduk evrupalılara" ayaklarını.

Share:

20 Haziran 2013 Perşembe

YETMEZ AMA EVET !!!


Midenize kramp girmeden asagidaki yaziyi okuyabilir misiniz bilmiyorum. Ama isimleri okuyun derim. Unutmamak için.

Her meslekten, her yaştan, az önce hepsi başı bağlı, şişman bir kadına bir miktar para ödediler ve kadın onlara tembih etti:

- Kız 13 yaşında, bekaretini henüz kaybetmedi, kaybetmesi bizim başımızı belaya sokar, ona göre muamele edin.


Her meslekten, her yaştan erkek kalabalığı bu sözler üstüne başını sallıyor.
Onlar ne yapacaklarını bilirler. Onlar erkek!
Teker teker, birbirlerinin sırasını gözeterek odaya giriyorlar.
Ve odaya giren erkekler tekek teker küçük kız çocuğuna, bekareti zarar görmesin diye !


Bu korku filminin, çok gerçek erkek elemanları kimlerdir, ne iş yaparlar, kızın hikayesini çok sonraları öğrenen bir yazar, merak ediyor: İşte yazarın elindeki vicdansızların, ırz düşmanlarının listesi: :

Recep Sakız (Kızıltepe Kaymakamlık Yazı işleri Müdürü),
Ersun Erdemir (ordudan irtica nedeniyle ihraç edilen yüzbaşı),
Selman Aydın (devlet memuru),
Enver Adanç (zabıta memuru),
Şeyhdavut Dora (zabıta memuru),
Şeyhdavut Oruç (belediye memuru),
Cuma Uras (Mardin Vakıflar Şube Müdürü),
Mahmut Temelli (Ziraat Odası Başkanı),
Azat Aydın (astsubay),
Ümit Ergin (ilköğretim okulu UTANMAZ müdür yardımcısı),
Mehmet Seyitoğlu (veznedar),
Teyyar Salman (Orman İşletme Müdürlüğü şefi),
Hamit Aydın (veznedar),
Hamit Abdulsametoğlu (işyeri sahibi),
Ali Aksoy (serbest meslek),
Ahmet Günay (TEDAŞ işçisi),
Osman Çakır (üniversite öğrencisi),
Harun Uras (muhtar),
Selahattin Kuray (serbest meslek)

ve meslek belirtmeyen Şemsettin Aslan, Burhan Ertaş, Şeyhmus Cansin, Şeydavut Anuk, Nizam Denli, Sabri Ajak, Rıdvan Bayraktar, Rıdvan Abdulsemetoğlu, Süleyman Göka


Doktorlar daha sonraları küçük kız oturabilsin diye tam dört ameliyat yapmak zorunda kalıyorlar.
Mardinli küçük kızın hikayesini daha sonraları öğrenen yazar, en çok bir ifadede donup kalıyor:
Yukarıdaki adları ve meslekleri belli erkeklerden biri, bir işyeri sahibi, işini bitirdikten sonra kıza şöyle sesleniyor:

- Kızım, kusura bakma şeytana uydum; benim de senin kadar bir kızım var. Ramazanda bana gel de karnını doyurayım.

Bu çok erkek beyefendiler, işin kolayını da bulmuşlar, işte asıl korku filmi burada başlıyor:
Ramazanda bir kap yemek, cuma namazında bir rekat namaz ve işi şeytana havale ederek, pür-pak evlerine, işyerlerine ve kahvelerine dönecekler!
Öyle ki memurların haklarında işlem yapılmayacak, şube müdürleri, oda başkanları, zabıta memurları Mardin'in sokaklarında başları dik dolaşacaklar!
Çünkü bu ülke fazlasıyla erkek.

Mardin 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin, 13 yaşında 26 erkeğe satılan küçük kızın, bu kişilerle kendi rızasıyla birlikte olduğu yorumu, anlı şanlı Yargıtay'ın 14. Ceza Dairesi'nde onay gördü. (Kararı veren Yargıtay 14.Ceza Dairesi'nin 11 üyesinden 8'ini AKP dönemindeki yeni HSYK atamıştı.)


Ey ağır ceza mahkemesi hakimleri, Yargıtay üyeleri, bu verdiğiniz kararla siz de bu korku filminin ana kahramanlarının yanında yer aldınız.
Kanunlar böyle diye kestirip atmayın, küçücük bir kız çocuğunu savunamayan hukuk ve sizlerin bunun arkasına sığınmanız, bu korku filminin en utanç verici bölümü.
KENDİ KIZINIZ, KARDEŞİNİZ, YEĞENİNİZ VAR MI? VAR İSE ONUN BAŞINA BÖYLE BİR ŞEY GELSE NE YAPARSINIZ?
Hukuk, yazılı kanunların, insan haklarına uygun uygulanmasından başka nedir ki? Hukuk fakültelerinin birinci dersinde bu öğretilir. .........



NOT:

BU İLETİNİN İBRETİ ALEM İÇİN BÜTÜN TÜRKİYE'DE DOLAŞMASI GEREKİR. TOPLUMUN VİCDANINI SIZLATAN BU OLAYA SAHİP ÇIKMAK NAMUSLU VE DÜRÜST İNSANLARIN GÖREVİDİR...

Avukat Ömer K A V İ L İ
İstanbul Barosu - 15638
Share:

Twitter Gözlatısı İçin Telefon Gelirse

Twitter gözlatısı için telefon gelirse...


Cem @sitemlikubrick
Barodan geliyorum şimdi yazıcaklarımı elinizden geldiği kadar paylaşmaya çalışın
Polis insanları arayıp twitterda yazdıkları için karakola çağırıyor. Böyle bi durumda hemen baronun cmk şubesine gidin.
Sizi arayan numarayı barodan aratıp kimliğini doğrulatın. daha sonra baro size avukat atıycak. O avukat olmadan kesinlikle karakola gitmeyin.
Share:

19 Haziran 2013 Çarşamba

Kaç Yıl Oldu?


Emine Erdoğan, gençlik yıllarında abisinin artık örtünmesi gerektiğini söyleyince intihar etmeyi düşündüğünü açıklayalı 9 yıl oldu.

Muhsin Yazıcıoğlu, Abdullah Çatlı yakalandığında emniyeti arayarak "Abdullah'ı bırakmazsanız 150 bomba patlatacağız" diyeli 35 yıl oldu.

Cemal Süreya, Turgut Özal'a "Beraber intihar edelim, ülke kurtulsun!" daveti göndereli 24 yıl oldu.

12 Eylül sonrası din dersleri zorunlu olunca Fethullah Gülen, Kenan Evren'e "Tankının paleti olayım paşam, çiğne beni" diyeli 33 yıl oldu.

3 yıl,6 yıl,7 yıl,9 yıl,11 yıl,13 yıl,14 yıl ve 15 yıl önce albümler çıkaran Kayahan ''Müziği bıraktım!'' diyeli 21 yıl oldu.

Tansu Çiller, Sivas katliamı sonrası "Olayı bu kadar büyütmek yanlış, bir futbol maçında da bu kadar insan ölebilirdi" diyeli 20 yıl oldu.

Süleyman Demirel , Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idam kararı mecliste görüşülürken , Adnan Menderes ve arkadaşlarını kastederek , ''Üçe üç , bizden üç gitti, sizden de üç gidecek!'' diye bağıralı 41 yıl oldu.

Tayyip Erdoğan, milletvekili dokunulmazlığıyla ilgili "Biz bu ayrıcalığı kaldıracağız" diyeli 11 yıl oldu.

And Dağları'na düşen bir uçaktan sağ kurtulanlar, ölen arkadaşlarını yiyerek hayatta kalmayı başaralı 41 yıl oldu.

Dönemin Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Cemil Çiçek, "Flört, fahişelikten farksız" diyeli 23 yıl oldu.

Savaş Ay, Stüdyo 4 programında artistik hareketlerle şapkadan tavşan çıkarma gösterisi yaparken tavşanı öldüreli 7 yıl oldu.

Erzurum depreminde, mühendisliğini yaptığı bina yıkılan Süleyman Demirel, ''O bina 35 yıl ayakta durdu diye kimse takdir etmiyor da, niye yıkıldı diye herkes eleştiriyor,'' açıklamasını yapalı 30 yıl oldu.

Kurtlar Vadisi karakteri Çakır'ın dizideki ölümünden sonra, Türkiye'nin bir çok yerinde cenaze namazı kılınalı ve gazetelere başsağlığı ilanları verileli 9 yıl oldu.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü için düzenleyeceği şenliğe tecavüz suçundan hapis yatan Doğuş ve kadın dövmeyi gerekli bulan İbrahim Erkal'ı çağıralı 11 yıl oldu..

Doğan Güreş, Tansu Çiller'i kast ederek, ''O tak diye emrediyor, ben de şak diye yapıyorum,'' dediği için adı ''Tak Şak Paşa'' ya çıkalı 17 yıl oldu.

Magazin Gazetecileri Derneği ödül töreninde , Ahmet Kaya'yı protesto için çatal , bıçak, atanların en acarlarından Serdar Ortaç sahneye fırlayıp Onuncu Yıl Marşı'nı söyleyeli ve onuncu yıl fatihi olan Serdar Ortaç askere gitmemek için aldığı sahte raporlar yüzünden hapse gireli 14 yıl oldu.

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, toplumsal olaylara müdahelelerde biber gazı kullanılmasına ilişkin bir soru önergesine, ''Biber gazı, biber bitkisinden elde edilen doğal bir maddedir,'' cevabını vereli 5 yıl oldu..

Bülent Arınç, Moskova ziyareti sırasında Lenin için, ''Kendisini ölü görmek çok güzel,'' diyeli 7 yıl oldu.

Çarkıfelek programında yerlerde debelenen Mehmet Ali Erbil ve Aysel Gürel'in coşkusuna kapılarak üzerlerine atlayan İsmail Türüt, Aysel Gürel'in 5 kaburgasını kırıp sanatçıyı hastanelik edeli 11 yıl oldu.

Kenan Evren , Erdal Eren'in idamı hakkında sorulan bir soruya, ''Asmayalım da besleyelim mi?'' cevabını vereli 33 yıl oldu...

Cübbeli Ahmet Hoca, çocukken kibrit kutusundan cami, çöplerinden de cemaat yapıp onlara namaz kıldırdığını açıklayalı 4 yıl oldu.

TRT, bir konseri 2,5 saat boyunca sessiz yayınlamasına gelen tepkiler üzerine ''Düğmeyi kapalı unutmuşuz'' açıklaması yapalı 5 yıl oldu.
Share:

18 Haziran 2013 Salı

Duyuyor musun bizi İşte Çapulcunun Sesi Do you hear the people sing

Güzel bir beste Taksim Gezi


Share:

Timsah Gözyaşları

Gazze'ye ağladılar,
Myanmar'a ağladılar,
Somali'ye ağladılar,
Ne çektik diye ağladılar,
Zulüm gördük diye ağladılar,
Şiir okudu ağladılar,
Ota ağladılar,
Boka ağaladılar,
Püsüre ağladılar..

Bir tek kendi halkına ve onların acılarına ağlayamadılar,
Yok saydılar,
Görmezden geldiler,
Unutturdular!


Share:

Bir Faşist'in Doğuşu Yıl 2002




"AKP'nin iktidara geldiği 2002 SEÇİM SONUÇLARI

Toplam Seçmen........................................................: 41.407.015
Toplam Kullanılan Oy............................................... : 32.753.386
Toplam Geçerli Oy................................................... : 31.510.007
Oy kullanmayanların sayısı........................................: 8.653.029
Geçersiz ve kullanılmayan oy toplamı........................: 9.897.008

AKP nin aldığı oy ......................................................: 10.848.704
CHP nin aldığı oy.......................................................: 6.114.843
%10 barajına takılıp meclise yansımayan oy toplamı .: 14.546.460
Meclis dışı kalan ve Kullanılmayan oy toplamı............: 24.443.468

Geçerli oyların % 34.43 ü, yani toplam seçmenin sadece % 25'inin oyları ile 550 milletvekilinin 363 ünü yani meclisin % 66'sını ele geçirmiştir.

Kullanılmayan oy CHP'nin aldığı oydan fazla... Kullanılmayan oylar orantılı bile dağılsa AKP tek başına iktidar olamazdı.. AKP'nin demokrasi dediği %25 = %66 eşitliğini sağlayan zorba seçim sistemidir, her türlü katakulliye açık olan SEÇSİS'tir.
Share:

Protestoların Suç Olması Mümkün Değil

Ankara 3. Sulh Ceza Mahkemesi : ‘ Protestoların Suç Olması Mümkün Değil

Ankara’da mahkeme Gezi Parkı protestoları ile ilgili önemli bir içtihad oluşturdu.

Şu ana kadar tutuklama kararı vermeyen mahkeme, ‘protestoların demokratik hak olduğunu ve göstericilerle ilgili suç isnadının mümkün olmadığını belirtti.

Satır içi resim 1

Ankara’da 12. gününe giren Gezi Parkı protestosuna destek eylemlerinin bilançosu netleşti.

Ağırlıkla Kızılay ve Tunalı Hilmi Caddesi’nde gerçekleşen protestolarda 812 kişi gözaltına alındı.

Göstericiler, toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet, kamu malına zarar vermek, polise mukavemetle suçlandı.

719 kişi emniyette verdiği ifadenin ardından,

19 kişiden 6′sı savcılık sorgusunun ardından,

13 kişi ise özgürlük hakimi tarafından serbest bırakıldı.

Ankara 3. Sulh Ceza Mahkemesi, serbest bırakma kararını verirken önemli bir içtihad da oluşturdu.

Mahkeme, “Vatandaslik haklarını kullanarak demokratik tepkilerini ortaya koymak için protesto gösterisi yapanlara herhangi bir suç isnadı mümkün değildir” dedi.

Halen emniyette 13 eylemci gözaltında tutuluyor.

Ankara 12. Sulh Ceza Mahkemesi de, savcılığın eski tarihli “deliller” gönderdiğini vurgulayarak üç kişiyi serbest bıraktı.

Protestoların “dış bağlantısı” olduğu iddia edilen İranlılar da serbest.

Kararlar, emsal teşkil ediyor.
Share:

Gezi Direnişini Destekleme Gerekçeleri





      
  Taksim Gezi Parkı'nda çevrecilerin bir grup ağacı koruma çabasından çıkıp bütün yurda yayılan hükümeti protesto hareketine herkes az çok birbirinden farklı gerekçelerle katılıyor. Benim bu özgürlük hareketini alkışlamamın nedenleri önem sırasına göre şunlar:

1. AKP Hükümeti, ülkemizi ve insanlarımızı sonu belirsiz bir maceraya sokarak, Suriye ile savaştırmak istiyor.

      2. Hükümet, eğitimden toplumsal yaşama kadar, devletin ve toplumun her hücresine gericilik zerk ediyor. Kaybolmaya mahkûm olan feodal bir üstyapıyı yeniden inşa edebileceğini sanıyor ve bunun için uğraşıyor.

   3. Hükümet, yalnız oy aldığı kitleleri arka bahçesi sayıp kendisine oy vermeyenleri düşman ilan ediyor. Toplumsal ayrıştırmayı din ve mezhep üzerinden yapmak gibi bölücü bir politika uyguluyor.

  4. Başbakan, iktidar sarhoşluğuna kapılmış durumda. Yetkilerinin ve gücünün sınırsız olduğunu sanıyor. Mevcut anayasal yetkilerini bile yetersiz görerek başkanlık sisteminde ısrar ediyor.

   5. Bütün kışkırtıcıların yaptıkları gibi yalan söylemekten, söylediği yalanları sürekli tekrarlamaktan geri kalmıyor.

   6. Her konuşmasında Allah'ın adını, Kur'anı ve benzer dinsel kavramları kullanan başbakan, İslam'ın içsel

    7. Başbakan, Türkiye'nin yaklaşık 150 yıldır içine girdiği ve çok şey kazandığı aydınlanma devriminden hiç etkilenmemiş görünüyor ve bunu tersine çevirmeye çalışıyor. Akıl ve bilim yerine anlamsız bir sofuluğu koyuyor. Toplumdaki kültür ve davranış farklılıklarını içine sindiremiyor.

    8. Başbakan, Türkiye'nin ekonomik büyümesinin, artık eski Osmanlı coğrafyasına yeniden hâkim olmasını gerektirdiği kanısında. Sürekli Bosna'dan Bağdat'a kadar bir coğrafyayı sayıklıyor. Görünüşte "Osmanlı atalarımız" üzerinden gerçekte ise "Stratejik müttefiki" yararına emperyalizme özeniyor. Dolayısıyla Türkiye halkına olduğu kadar gücünün yeteceğini sandığı diğer halklara da özgürlük tanımıyor.

       9. Bütün bunların sonucu olarak bu hükümet, Türkiye'yi    Atlantik sistemine ve işbirlikçi kapitalizme bağımlı halde tutmanın, keskin sınıf farklılıklarını korumanın, bunlara itaatkâr kuşaklar yetiştirmenin bir aracıdır. (13.6.2013)


Share:

Bu ne Cürret Bu ne Aymazlık!

Başbakan ortalığın gerilimini yükselterek insanların dikkatini farklı yöne çekerken AKPKK işbirliğinin talepleri ufak ufak gelmeye başladı. Söz konusu talep bu kargaşa ortamında yapıldı. Şimdi bu talebin bir de karşılığı olmalı bunuda nasıl yaparlar sizce. Yorumlarınızı bekliyoruz..







Share:

TATİLİNDEN VAZGEÇ, SENEYE GİDERSİN...

Bir arkadaşımdan ilham aldım. Bu yıl tatile çıkıp güneşin altında kavrulmak yerine köyü olan köyüne, olmayanlar kendi seçtikleri bir köye gitsinler. Köy kahvesine oturup burdayaşananları anlatsınlar. Hükumetin halktan aldığı yetkiyi bahane ederek kendi halkına neler yaptığını anlatsınlar. Halk tv nin gidemediği yerlere biz gidelim. Onların tarafsız medyaları olalım. Gerekirse bunun için örgütlenelim.

Bu habere kulak verin yorumlarınızla desteklerinizi bekliyorum.
 
Share:

ÇOK İLGİNÇ VE DÜŞÜNDÜRÜCÜ BİR BELGE

BUYURUN BURADAN

DİKKAT DİKKAT ! '' ÇILGIN PROJE '' 1950 YILINDA ORTAYA KONULMUŞ OLUP , BAŞBAKANA AİT DEĞİL ,

AMERİKA ' NIN RUSYA ' YA KARŞI RAHATÇA KARADENİZE ÇIKMA PLANLARIDIR !..

Aynen ''American Scheme for Possible Soviet Attack of Turkey'' yazip girerek 1950 haritasini internette buldum.. Buyurun Buradan sizde bakın

Internette ''bu kanal projesi Amerikanın Karadeniz'e çıkma planıdır'' diyen mesajlar doğrulanmış oldu.

Ayni başlıkla daha başka girişler de açılıyor.

Başbakanın ''benim çılgın projem dediği kanal '' Bu kanalın parası da nereden gelecek ortaya çıkıyor.

American Scheme for Possible Soviet Attack of Turkey (English, 1950s)Türkiye'nin olası Sovyet Saldırısına karşı ...Amerikan Programı (İngilizce, 1950)

İstanbul'da yeni havaalanı ve kanal yapılanması yani AKP'nin çılgın kanal projesi. tesadüfe bakınız AMERİKAN PROJESİ ÇIKTI (hemde 1950 yılındaki)....

Haritaya göre daha sonra sırada Gelibolu var ve o GEÇEMEDİKLERİ ÇANAKKALE bakın nasıl delinerek geçilecek ...

BOP Projesi ile durmak yok yola devam Hedef 2023
Share:

AKP İktidarının Halk Karşısında Aciz Kaldığı An!



AKP iktidarının ve yandaşlarının Halk karşısında aciz kaldığı ilk anların videosu. Mutlaka seyredin


Share:

Sümeyye Erdoğan ne kadar para kazanıyor

CHP’li Tanrıkulu Başbakan’ın resmi seyehatlerinde ve görüşmelerinde yanından ayırmadığı kızı Sümeyye’nin ne iş yaptığını sordu. Sümeyye Erdoğan’ın Başbakan Erdoğan’ın danışmanı olduğu ve 52 bin TL gibi astronomik bir maaş aldığı iddia edilmişti. Sümeyye Erdoğan son olarak Erdoğan’ın Gezi Parkı eylemleri konusunda görüştüğü, AKP Genel Merkezi’nde yapılan heyet toplantılarına katılmıştı.

Sümeyye Erdoğan ne kadar para kazanıyor
 CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a, “Sümeyye Erdoğan’ın Başbakanlık’ta ya da AKP Genel Merkezinde resmi bir görevi var mıdır?” diye sordu.

Tanrıkulu, Başbakan’ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığına sunduğu soru önergesinde şu sorulara yanıt aradı:

“Sizinle birlikte yurtdışı gezilerine ve yurtiçindeki toplantılara katılan Sümeyye Erdoğan’ın Başbakanlık’ta ya da AKP Genel Merkezinde resmi bir görevi var mıdır? Var ise bu görev nedir?

Sümeyye Erdoğan sizin danışmanlığınızı mı yapmaktadır? Danışmanınız ise aldığı maaş nedir?

Sümeyye Erdoğan’a tahsis edilen makam aracı var mıdır? Var ise kaç adet makam aracı tahsis edilmiştir?

Sümeyye Erdoğan resmi olarak danışmanınız değil ise hangi sıfat ve yetki ile toplantılarınıza iştirak etmektedir?

Yurtdışı gezilerinizde size eşlik eden Sümeyye Erdoğan’ın gezi masrafları bütçenin hangi kaleminden karşılanmaktadır?

12 Haziran 2013 tarihinde Gezi Parkı eylemleri konusunda görüştüğünüz heyetler neden AKP Genel Başkanlığında kabul edilmiştir?

Haber Kaynağı : Oda TV
Share:

Bize Sökmez Tayyip Diktası


Halkın Sesi Yaratıcılık ruhu ve Orantısız zekasının meyvesi. Kim Set Çekebilirki bu Halk'ın önüne


Share:

Ya Tayyip'ten Vaz Geçeceksiniz Yada Türkiyeden



Yirmi gündür süren direniş eylemleri kitleleri, büyük ölçüde eğitti.

Eylemler, kitleleri eğitmenin ötesinde, özgürleştiriyor.

Avrupacı solculuk kırılıyor, antiemperyalist tutum güçleniyor.

Birlikte mücadele etmeyi öğreniyor.

Bayrağı ele alıp sokağa çıkmak başlı başına bir duruş yaratıyor.

Eylemlerin karşısında siyasi iktidarın aldığı tavır ortadadır.

Eylemleri mümkün olduğunca erken bastırmak ve ülkenin bölünmesi için, PKK ile yaptığı Açılım görüşmelerine devam etmek.

Direniş eylemleri; Türk/Kürt ayrışmasını geri plana ittiği için, onların açılım görüşmeleri aksıyor.

Çünkü direnişler, Türk Kürt kimliğini mücadele alanında bir potada eritiyor.

Kimlik sorununu ortadan kaldırıyor.

Bölünmeye harcanan enerjiyi, emperyalizme karşı, bütünleşmeye/birleşmeye yöneltiyor.

Bizler dikkatimizi direnişlere yoğunlaştırmışken, faşizm, bölücüleri daha da özgürleştirmenin imkânlarını Diyarbakır’da bölücülere sunuyor.

Diyarbakır’da, Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı yapıldı.

Yayınlanan bildiride, Kürtler özerklik-federasyon-bağımsızlık gibi siyasi taleplerini belirleme hakkına sahiptir.

Kürtler kendi kaderlerini tayin hakkına, sadece Kürdistan halkının kararına ve onayına bırakılması, Konferansımızda ortaklaşılan bir ilkedir.

Bu konferansa,  basit bir toplantı gibi bakarsak, çok yanıltıcı olur.

Bu bir meclistir.

Türk devleti ile görüşecek bir heyet seçmiştir.

Kürt hükümeti diyebileceğimiz bu heyet, Türk Hükümeti ile görüşmelerde yetkili kılınmıştır.

Konferansta üç temel çağrı yapılmıştır.

-Kuzey Kürdistan’ı tanıyın.

-Meclisimizi ve hükümetimizi kurduk.

-Ey dünya ulusları bizi tanıyın.

AKP PKK Açılım görüşmelerinden ortaya çıkan sonucun Kuzey Kürdistan olduğu da böylece kesinleşmiş oldu.

Direniş eylemlerini ve PKK AKP görüşmelerini bir arada düşündüğümüzde, ya Tayyip’ten vazgeçeceğiz, ya da Türkiye’den…

Hem Tayyip, hem Türkiye ya da ikisinin arası diye bir şey olmadığı ortadadır.

Bu meselenin hafife alınacak bir yanı yoktur.

Yoktur.

Çünkü Güneydoğunun yönetimi PKK bırakılmıştır.

Ordu Açılım görüşmeleri nedeniyle, PKK ile mücadeleyi bir yana bırakmıştır.

Tayyip’e yaranacak kitlelere değil, vatanı savunacak, mücadele edecek kitlelere ihtiyacımız vardır.

Bülent ESİNOĞLU

Share:

Polis Basına Karşı


Türk Polisinin almış olduğu eğitimin karşılığı. Polise Kişisel gelişim eğitimini İlahiyat fakültesindeki hocalarmı yoksa imam hatip lisesindeki hocalrmı veriyor.


Eğitimin Karşılığı Buyurun izleyin.





Share:

17 Haziran 2013 Pazartesi

Enerji Bakanı Taner Yıldız'dan BOMBA AÇIKLAMA!!!

Enerji Bakanı Taner Yıldız: "Eğitim seviyesi arttıkça bize güven azalıyor. Onları ikna etmemiz lazım" diyor. Aslında AKP yanaşmalarının Cahil ve anlama kapasitesinin olmadığını söylüyor.. Artık anlayana..


Share:

Definition List

Unordered List

Support